logo.gif (1228 bytes)


GÜNAH, ACI, ÜMİT, VE GERÇEK YOL ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

1-Gerçek yol yükseğe değil de yerden biraz yukarıya gerilmiş bir ipin
üzerinden geçer.Üstünde yürümekten çok tökezletmek için yapılmışa benzer.

2-Bütün insanlara özgün yanılmalar:Sabırsızlık, yöntemle yapılan şeylerin
zamanından önce kesilmesi, görünen şeyin görünen bir şekilde
sabitleştirilmesidir.

3-İnsanlara özgü iki tane ana günah vardır, bunlardan bütün ötekiler
çıkartılabilir:Sabırsızlık ve tembellik.Sabırsızlıktan cennetten
kovuldular, tembellikten geri dönmüyorlar.Ama belki sadece bir ana günah
vardı:Sabırsızlık.Sabırsızlık yüzünden kovuldular, sabırsızlık yüzünden
geri dönmüyorlar.

4-Birçok ölünün gölgesi bizden geldiği ve daha denizlerimizin tuzlu tadını
taşıdığı için ölüler ırmağının sularını yalamakla uğraşıyorlar.Irmak
tiksintiyle kabarıp ürperiyor, geriye doğru akmaya başlıyor ve ölüleri
gene hayata sürükleyip götürüyor.Onlar mutlu, minnettarlık şarkıları
söylüyorlar ve kızgın ırmağı okşuyorlar.

5-Belirli bir noktadan sonra dönüş yoktur.Bu noktaya erişilmelidir.

6-İnsansal evrimin kritik anı sürelidir.Bunun için bütün geçmiştekilere
değersiz ve ölümlü diyen devrimci düşünce hareketleri haklıdır, çünkü daha
hiçbirşey olmamıştır.

7-Şeytanın en etkili ayartma yollarından biri de savaşa çağırmaktır.

8-Bu kadınlarla yapılan, yatakta biten savaş gibidir.

9-A.çok kibirlidir, anlaşılan hep daha fazla çekici olarak şimdiye dek
bilmediği yönlerden gelen şeytana uymaların etkisinde kaldığını hissettiği
için, iyilikte çok ilerlediğini sanıyor.

10-Bunun asıl açıklamasıysa büyük bir şeytanın onun içine yerleşmiş olması
ve bir sürü küçüğün de büyüğe hizmet için ona
doğru gelmesidir.

11-/12-Bir elma üzerine görüşlerin ayrımı:Masadaki elmayı görebilmek için
zorla boynunu uzatan küçük çocuğun görüşü ve elmayı alıp, içtenlikle masa
arkadaşına uzatan ev sahibinin görüşü.

13-Gerçeğe yaklaşmanın ilk belirtisi ölmek isteğidir.Bu hayat dayanılmaz,
bir başkası da erişilmez görünür.Kişi ölmek istemekten utanmaz artık;
nefret ettiği eski hücresinden nefret etmesini öğreneceği yeni birine
konulmasını rica eder.Oraya götürülürken rastlantıyla Bey’in koridordan
geçeceği, mahkuma bakıp, “Bunu gene hapsetmeyin.Benim yanıma gelsin”
diyeceği inancının da bir kısmının bunda bir rolü vardır…

14-Bir ovada yürümene karşın ilerlemek isteyip de gerileseydin, ümitsiz
birşey olurdu bu; ama dik, senin aşağıdan görüldüğün kadar dik bir yokuşa
tırmandığın için gerilemeler de sadece yerin doğal özellikleri yüzünden
olabilir, ümitsizliğe düşmemen gerekir.

15-Sonbahardaki bir yol gibi: Tertemiz süpürülür süpürülmez gene kuru
yapraklarla örtülüyor.

16-Bir kafes, bir kuş aramaya çıktı.

17-Şimdiye kadar hiç burada bulunmamıştım:Soluk daha başka çıkıyor,
güneşin yanında ondan daha çok göz alıcı bir yıldız parlıyor.

18-Bâbil kulesini üstüne çıkmadan yapmak mümkün olsaydı, kurulmasına izin
verilirdi.

19-Şeytanın kendisinden sırlarını saklayabileceğini söylemesine inanma.

20-Leoparlar tapınağa saldırıyorlar ve kurban testilerini içip
bitiriyorlar: bu daima tekrarlanıyor; sonunda bunu daha önce hesaplıyorlar
ve bu seremoninin bir bölümü oluyor

21-Elin taşı tuttuğu kadar sıkı.Ama el onu sadece daha uzağa atabilmek
için sıkı tutar.Ama yol o uzaklığa da gider.

22-Sen ödevsin.Hiç bir yerde öğrenci değil.

23-Gerçek düşmandan sınırsız cesaret dolar içine.

24-Üstünde durduğun yerin, iki ayağının kapladığından büyük olamayacağı
mutluluğunu kavramak.

25-Dünyaya sığınmaktan başka nasıl sevinebiliriz!

26-Saklanılacak yerler sayısızdır, kurtuluş yalnız bir tanedir, ama
kurtuluş olanakları saklanılacak yerler kadar çoktur.Bir erek vardır, ama
yol yoktur, yol dediğimiz kararsızlıktır.

27-Olumsuzu yapmak bize zor verilmektedir daha, olumluysa çoktan
verilmiştir.

28-Kötülüğü bir kere kabullendikten sonra o artık kendine inanılmasını
istemez.

29-Sana kötülüğü kabul ettiren gizli fikirler, senin kendinin değil,
kötülüğünkilerdir.Hayvan zorla efendisinden kırbacı alıyor,
efendi olmak için kendi kendini kırbaçlıyor ve bunun efendisinin kırbacına
atılan yeni bir düğümün uyandırdığı bir hayal olduğunu bilmiyor.

30-İyilik belirli bir anlamda çekici değildir.

31-Kendine hakim olma durumuna erişmeye çalışmıyorum.Kendine hakim olmak
demek:Tinsel varlığımın sonsuz ışımasının rasgele bir yerini etkilemek
istemektir.Çevreme böyle çemberler çekmem gerekirse, ben de bunu çaba
sarfetmeden daha iyi bir şekilde yalnız dev bütünlüğe şaşkınlık ve
hayranlıkla bakarak yaparım ve bu bakışın çelişim yardımıyla bana verdiği
gücü kendime saklarım.

32-Kargalar bir tek karganın gökyüzünü tahrip edebileceğini ileri
sürüyorlar.Şüphesiz gökyüzüne karşı hiçbir savları olamaz kargaların,
çünkü gökyüzleri:Kargaların güçlerinin yetmediği yerler demektir.

33-Dinleri uğruna ölenler gövdeyi küçük görmüyor, onu çarmıhta
yükselttiriyorlar.Bu yönde düşmanlarıyla aynı düşüncedeler.

34-Onun yorgunluğu gladyatörün savaştan sonraki yorgunluğuna benzer, işi
bir memur odasının bir köşesini beyaza badanalamaktır.

35-Bir sahip olmak yoktur, yalnız varolmak, son nefese, boğulmaya erişmek
isteyen bir varolmak vardır.

36-Eskiden soruma neden hiç cevap alamadığımı anlayamıyordum, bugün
sorabilmeye nasıl inandığımı anlamıyorum.Ama hiç inanmıyordum, yalnız
soruyordum.

37-Belki bir şeye sahip olduğu, ama varolmadığı savına verdiği karşılık,
yalnız titreme ve yürek çarpıntısıydı.

38-Birisi bengilik yolunda ne kadar kolay ilerlediğine şaşıyordu; bu yolda
yokuş aşağı koşuyordu çünkü.

39-a. Şeytana taksitle ödeme yapamaz kişi-gene de durmadan buna kalkışıyor.
Büyük İskender’in gençliğinde savaş alanında gösterdiği başarılara,
yetiştirdiği, kurduğu kusursuz orduya, içinde duyduğu dünyayı
değiştirebilecek güçlere karşın Çanakkale Boğazı'nda kalacağı ve hiçbir
zaman karşıya geçemeyeceği düşünülebilirdi, korkudan, kararsızlıktan,
iradesizlikten değil, ağırlığı yüzünden.
39-b. Yol sonsuzdur ne biraz kısaltılabilir, ne de birşey eklenebilir,
gene de herkes küçük kolunu onun ucuna ekliyor. “ Elbette daha bu bir
kolluk yolu da gidecektin, unutulmayacak”

40-Yalnız zaman anlayışımız yüzünden “kıyamet günü”nü böyle
adlandırıyoruz, aslında o özel mahkemelerin yaptığı bir yargılama yoludur.

41-Dünyanın oransızlığı neyse ki sayısal gibi görünüyor.

42-Nefret ve kin dolu başı önüne eğmek.

43-Av köpekleri daha avluda oynuyorlar, ama yırtıcı hayvanlar şimdi her ne
kadar ormanlarda dolaşıyorlarsa da ellerinden kaçmıyorlar.

44-Bu dünya için kendini gülünç bir şekilde harcadın.

45-Ne kadar çok at koşarsan, o kadar çabuk olur – imkansız olan kayanın
temelden sökülüp koparılması değil de, kayışların kopması ve böylece hoş,
eğleneceli bir yolculuk.

46-“Olmak” sözcüğü Almanca’da iki anlama gelir:Var olmak ve O’nun olmak.

47-Kral ya da kral kuryesi arasında bir seçim yapmaları istendi.Çocuklar
gibi hepsi kurye olmak istediler.Onun için bir sürü kurye var, dünyada
koşup duruyor, hiç kral olmadığı için birbirlerine artık anlamsızlaşmış
haberleri bildiriyorlar.Seve seve sefil hayatlarına son verirlerdi, ama
bağlılık yemini yüzünden buna cesaret edemiyorlar.

48-İlerlemeye inanmak, bir ilerlemenin olduğuna inanmak demek değildir.Bir
inanç olmazdı bu.

49-A.bir virtüöz, gökyüzü de onun doğrulayıcısıdır.

50-Kişi içindeki yıkılmaz bir şeye sürekli olarak güvenmeden yaşayamaz,
hem bu yıkılmaz olan hem de güven hep saklı kalabilirler.Bu saklı kalmayı
anlatma yollarından biri de kişisel bir Tanrıya duyulan inançtır…

51-Yılanın aracılığıyla anlaşıldı.Kötülük insanı baştan çıkartabilir, ama
insan olamaz.

52-Dünyayla arandaki savaşta dünyaya yardım et.

53-Kimseyi dolandıramayız, dünyanın yengisini de..

Franz KAFKA
Çeviren:Ender ERENEL