Şiir Taslakları


Mutluluk mu? Mutluluk işte... Her zaman, her yerde, herkes için değil belki... ama bir zaman, bir yerde, biri için.


GÜZEL
ne zaman seninle bir trene binsek
tren ilerleyip durur, sessiz bir gecenin içinde
yağmur dinginliğiyle mahmur bir şehirdir,
merak edip de bakarsak saatimize
şehrin taze karanlığına dalmadan önce, elele
hep masumca gülümsersin,
beni kıskanan gökyüzüne

sen ne zaman aklıma gelsen,
her şeyi güzelleştirirsin

Selçuk Önal - 1994 Ankara



Mutsuzluk mu? Mutsuzluk işte... Her zaman, her yerde, herkes için değil belki... ama bir zaman, bir yerde, biri için.


VAE VICTIS

Şimdi kılıçlarım var saatlerde gezinen
oklarım da vardı, menzile giden
bana seni getiren, sonra yine götüren
oklarım vardı senden önce, hepten boşa düşen
bir zırhım var, daha ilk sevgilide parçalanmış
yaralarım var, sızladıkça beni hayallere bağlayan
yaralarım var, kapandıkça hayallerden bile ayıran
kılıçlarım var, namlusundan tuttuğum
tüm zamanlarda durmuş, hayallerin gitmesini bekleyen
bir misafirim var, elinde eski bir tırpan
ben konukseverim yaralarıma,
hiçbir sevgiliye olmadığım kadar

yaralarım var kapandıkça deştiğim
ben varım, yaralarım var,
hayallerim, kılıçlarım, konuklarım var

BİZ varız bir süre daha, tüm yaralar kapanana kadar

Selçuk Önal - 1995 İstanbul




Mutsuzluğa devam...


    MAVİ

tüm uykuları altüst ettim ardından, bulamadım seni hiçbirinde
kanatlı atlarıma bindirip bütün askerlerimi, saldım peşine
askerler ve atlar boynu bükük döndüler, mavi köpükler içinde
bazen bir sigarada aradım seni, uykusuz günlerimde, gecelerimde
geldin sanırken gittin, mavi bir dumanla götürerek nefesimi de

SARI

kendi sonbaharımı da alıp, bir parka gittim, sen nedensiz gidince
bulabildiğim tek yol buydu, unutabilmek için seni de, gidişini de
iki cüceye yarım şarkılar söylettim, sarı yaprakların üzerinde
bir dula, yapraklardan da sarı bir şal ördürttüm, yüzünde hüzünle
sonra sarı sarı liralar ödedim, dula da cücelere de, turalarında senin yüzünle

Selçuk Önal - 1994 Ankara




Konuyu bi toparlayalım...



İŞTE

doğmak,
atılıvermektir bir serüvene
sorulmadan
ve yanıt beklenmeden hiç

işte sana yaşam


doğmak,
çoklukla mahkum edilmektir
nice acıya, nice hüzne
çaresizlik boğazında düğüm
yüreğinde ince sızılarla

bu da aşk işte


doğmak,
çoklukla koşmaktır
bir tutup bir kaçıracağın
rengarenk bir kuşun peşinde
sen kanatsız

yakalarsan, bu MUTLULUK işte


doğmak,
bazen aramaktır diğer yarını
tüm yeryüzünde
üstelik
soluk bir fotoğrafı bile yokken, elinde

bu da umut işte,
kolay kolay tükenmez


doğmak,
hiç farketmez aslında, keten ya da saten üzre

çünkü doğmak, eninde sonunda
bir mum gibi tükenmektir ölüme


yaşam, alev
gerçek, ölüm
gerisi bilinmez işte

işte...


Selçuk Önal 1994 - Ankara

_____________________________________________________
Yayına Hazırlayan : Uğur ŞEKER