N S - Periyodu Olmayan Periyodik Dergi


VOLE NİHAT' TAN AUT



"Unut demek kolay, gel bana sor bir de;
Unutamıyorum işte unutamıyorum!"
Eski bir şarkı sözü

Editörüm, gönderdiği mesajda yine güzel bir buluşunu, "iki konu birarada" uygulamasını müjdelerken, gelecek NS sayıları için "aynı sayfa adedinde daha çok yazı. İşte punto farkı! " gibi derin fikirlerin de ipuçlarını veriyordu.
Hal böyle olunca bu denli geniş ve derin vizyon sahibi editörüme ve ondan geri kalmayan siz seçkin okurlara layık bir yazının nasıl olabileceği sorusuyla meşgul zihnimde bir fikir oluştu:
Aynı yazıda iki konu ya da iki konulu bir deneme yazısı!
Moda kelimeyle " budur" dedim "ucundan köşesinden de olsa yazı dünyasında vizyon sahibi olmak budur..."
Güzel de bir pratisyen yazar olarak bu işi nasıl kotaracağımı da düşünmeliydim.
Düşündüm.
Ve önce editörüm, sonra siz NS okurları için ( kusura bakmayın ama öncelik sırası böyle, ben dürüst bir pratisyen yazarım) aşağıdaki denemeyi kaleme aldım.
Buraya kadarki kısım, yazının % 20' sine tekabül etmektedir. Hani şu traş köpüklerinin, deterjanların üzerinde yazan " aynı fiyata % 20 daha fazla" sloganı gibi. Yalnız yazının başlığı biraz yukarıda kaldı.Lakin yakın gelecekte pratisyenliğim bitip de editör vekilliğine terfi edince bu tür hataları yapmamak için özel gayret sarfedeceğime emin olabilirsiniz. Ya da bu kısmı "gereksiz tarama" olarak da vasıflandırabilirsiniz. Nasıl isterseniz.

GEÇMİŞ/ GEREKSİZ TARAMALAR

Bir tanımlama ile geçmiş bir önsöz ise diğer bir tanımlama ile de geçmiş kendisine sürekli özlem duyulan bir süreçtir. Gelecek içinse bildiğim bu türden bir tanımlama yok. Aklıma "gelecek de bir gün gelecek" biçimindeki kötü bir reklam sloganı dışında bir şey gelmedi. Zaten amacım da kavram tanımlamak, bilgiçlik yapmak değil. Yazdığım iki tanım için yazarın düşünce dünyasına egemen olan baskın motif diyelim. Lütfen.

Haziran 1977. Fenerbahçe' nin klasik çubuklu forması. Yerli malı. Güzel ama o zamanlar dahi siyah- beyaz televizyon ve fakat renkli yabancı dergilerde görülen forma çeşitleriyle sınırlı da 14 yaşında bir desinatör, takımı için yeni formalar tasarlıyor. Ekibiyle birlikte bu tasarımlar defterlere işleniyor. Sınırlı kalemlerle boyanıyor. Diyalektiğin temel prensipleri çerçevesindeki gelişimle 1980 sonrası dönemde mevzu bahis formalar, yukarıda adı geçen takım tarafından sahalara taşınıyor. Admiral, Puma, Adidas markaları altında. Tahmin ettiğiniz gibi onlardan kopya edilen tasarımlar için Oğuz Bey'in deyimiyle "gereksiz taramalar" denmelidir.Tıpkı, adı geçen desinatör ve okul arkadaşlarından oluşan ekibinin boş zamanlarında ezberledikleri "meclis ve senatonun görevleri" başlıklı ünitenin ikinci bölümü gibi. Senato yeniden kurulursa belki... Her neyse gereksiz işte canım.

YAKIN GEÇMİŞ/ GEREKLİ TARAMALAR

Haziran 1995. Editörümle yaptığımız Levent yürüyüşleri. Gelecekle ilgili endüstriyel tasarımlar üzerine piyesler. Örneğin bir monolog şöyle:
" Dün sanal odada yaptığım maçta Juventus' un forveti oynadım, Manchester' e beş gol attım ama acaip yoruldum. Bir de az kalsın bacağım kırılıyordu...Tabii haklısın simülatörün zemini bozulunca küçük odadaki eski halıyı, orijinal zemin örtüsü yerine koymam çok doğru bir uygulama değil...Evet bakkalda bile 50 dolara yedeği var tabii..."

GELECEK/ GEREKLİ TARAMALAR:

Haziran 2020. Multi şifreli kanallardan birinde yerli dizi:
Ultra Karagöz ile Supersonic Hacivat -müsaadenizle belirteyim, bendeniz, tv yapımcılarımızın yaratıcılık düzeylerinin o yıllarda dahi bir arpa boyu olsun yükselmeyeceği kanısındayım-
Dialog No : 212
- Aman Karagözüm niye vuruyorsun?
- Kafamın tasını attırma, ekler, kenetler yine vururum.
- Fakat Karagözüm ben sana ne yaptım?
- Daha ne yapacaksın cep kompüterimi bozmuşsun.
- Fakat Karagözüm, senin cep kompüterini yenge hanım eski gazete sanıp yırtmamış mıydı?
- İşte onun için seni dövüyorum ya Hacicavcav. Karımı dövecek halim yok herhalde. Hangi çağda yaşıyoruz zevzek! Al sana !

GELECEK/ GEREKLİ TARAMALAR

2000' li yılların ortalarında yine maç seyrederken ve yalnızca futbol maçı seyrederken,yine Levent yürüyüşlerimize konu 600 ayrı kanallı, üç boyutlu TV' lardan duyacağımız sesler aynı olacak " vole Nihat' tan aut", " hakemin kararı ofsayt", "yan hakem korner diyor","penaltıyı Oğulcan kullandı"

Taramalar için tek sözüm var :
Gerekliydi !..



Berkant ÜLGEN