N S - Periyodu Olmayan Periyodik Dergi


GEREKSİZ BU TARAMALAR, GEREKSİİİZ !



Singapur gibi. Sonuç olarak o da baktığınızda uzun bir süre sömürü toprakları olarak yaşamış. Daha sonra bir şekilde özgürlüğünü elde etmiş. Dev bir yarımadanın ucunda küçücük bir çıkıntı. Bizim Datça gibi. Ama bakıyorsunuz Singapur Havayolları her yıl Asya’da bir numara seçiliyor. Singapur’da Kadıköy’de yaşayandan az insan var belki ama havayollarını cümle alem biliyor.

NS dergisi de bu tür marjinal bir konuyu "gerekli taramalar"ı konu listesine almakla güzel bir "azınlık haklarının korunması" yapmış oldu. Hayır, hayır bu yazı bütünüyle gereksiz taramalardan, gereksiz harf ve cümlelerden oluşmayacak. Birkaç gerekli cümle de yazacağım inşallah.

GALİP

Galip garip bir insandır. Her daim garip maceralar çizmiştir. Bir aralar İstanbul dışında bir yerlere (Bodrum mu?) göçmüştü… Bir aralar da kafayı yedi dedikoduları vardı. Detayları bilmiyorum. Ama son zamanlarda Leman dergisinde çizmeye devam ediyor.

Ben hayatta Galip Tekin kadar siyahı seven bir başka karikatürist görmedim birader. Yani tamam çizgisi zaten yuvarlaklardan değil, sivrilerden oluşuyor ve bu haliyle bile çizdikleri tanım gereği, Amerika’da yapılmış tüm olası hayali tüketici araştırmalarına ters düşecek şekilde itici bir özelliğe sahip. Bir de bunun üstüne gereksiz taramalar ve gereksiz dipdibe taramalardan oluşan "boyamalar” işin içine girince, ip kopuyor. Gereklilik aşırılığa varınca gereksiz hale geliyor.

Ağacın en üst dalına çıktıktan sonra yere düşmek gibi ! (Bkz. Gerekli Türkçe Deyimler Ansiklopedisi Cilt 49, Sayfa 457, Madde : "Sıfıra Sıfır Elde Var Sıfır").

Hikayeleri hoşuma gidiyor ama açıkçası bu çizgisinden dolayı artık Leman’daki maceralarını takip etmiyorum. O değişsin biraz da niye ben değişeyim. Cher’in son zamanlardaki hit şarkılarından birinde (Strong Enough) dediği gibi "you never change for no one" !

Bu sıkıntımı da bir şekilde dile getirmiş, içimdeki zararsız zehiri dışarı çıkarabilmiş olduğum için çok mutlu oldum. Sağolasın İzocam, sağolasın NS !

DOĞA

Şimdi düşünüyorum da... Doğada gereksiz taramalar var mı acaba ? Ne bileyim yani Abant’a gittiğinizde, gölün çevresinin o kadar detaylı bir şekilde taranmış olması gerekiyor mu diye içinizden geçmiyor mu hiç ? Benim hiç geçmedi aslında. Yani tamam Abant’a hayatta bir kaç kere gittim ama konu Abant değil ki. Maslak yolundan Sarıyer’e inerken de aynı şey aklınıza gelebilir. Boğaz Köprüsü’nden karşıya geçerken Nakkaştepe’ye bakarken de...

Doğa ile ilgili olarak nedense hep şöyle bir inanç var. Yanlış mı bilmiyorum artık. Gereksiz Bilgiler Ansiklopedisi’ne bakıp oradan bulmak gerekir cevabı. Şu : Doğa’da fazladan hiçbir şey yoktur ! Bir şeyin çıktısı bir başka şeye girdi olur. Hayvanların beslenmek üzere birbirini höpürdetmeleri de aynı bağlamda geçerli bir eylem. Destek de şuradan geliyor : Hiçbir hayvan zevk için öldürmez. O halde bu tür katletmeler gerektiği kadar oluyor.

Bir keresinde yaşlı erkek aslanların yaş bunalımına girdiklerini ve bu nedenle de klandaki yavru erkek aslancıkları parçalayarak öldürdüklerini izlemiştim bir belgeselde. (Ayrıca aslanlar karşılıklı çarpraz duran ( X ya da V gibi) iki ağacı bir oraya bir buraya sıçrayarak tırmanma dışında, ağaçlara tırmanamazlar bilir miydiniz?)

Bu konuyu açtım ama gereklilik gereksizlik dengesini bulamadım. Bu durumda yukarıdaki ansiklopedilerin birinden kendim ettim kendim buldum deyimini inceleyeceğim.

FRAKTAL

Doğadan sonra gereksiz taramaların olabileceği bir başka kaynak da fraktal çizimler bence. Ancak burada alim matematikçilerin çok hoş bir buluşları var. O da gereksiz taramaları saklamaları. Ancak mercek altına yatırıldıklarında gerektiği kadarı görünüyor sadece. Ve nihai anlamda düşündüğünüzde sonsuz seviyedeki taramaların tamamına hiçbir zaman ulaşamazsınız.

Bir fraktal resmi bilgisayarda yaratın. Bir bölümünü büyültün. Büyümeyen bir yer yine kalacak o kısımda ve onu büyüttükçe orijinal resimde görünmeyen taramalar ortaya çıkacak.

İşte bu nedenledir ki fraktallar (gerekli/gereksiz) tarama sorununa karşı bilimsel olarak geliştirilmiş en önemli panzehirdir. Bunu sanırım bir ben biliyorum bir de bu satırlara kadar gerekli gereksiz tüm tümceleri okumuş (!) siz okurlar.

Galip Tekin bunu bilseydi acaba yine de öyle çizer miydi ? Yoksa o da fraktal denizinde kendisini kaybetmek üzere gider miydi ?

Nereye ?

Bu önemli bir soru ! İyi düşünülerek cevap verilmeli !

Bu yazı ile ilgili web siteleri :

http://www.gereksiztaramalar.net
http://www.galip-tekin.com
http://www.fraktaldeliligi.com
http://www.git.com
http://www.alphaville.com
http://www.gereksizbilgileransiklopedisi.com
http://www.zerzevat.com
http://www.asure.org/zamanlama
http://www.singapur-airlines.com/maleadventures
http://www.keskelalaka.com/derya



Tanol TÜRKOĞLU