RADYASYON ONKOLOJİSİ TEMEL BİLGİLER KİTABI 
Bölüm VI - Radyasyon Güvenliği  

Prof. Tbp. Kd. Alb. Yücel PAK 


GENEL BAKIŞ

Radyasyona maruz kalma ile hasarın ortaya çıkış arasındaki biyolojik gecikmeden dolayı, orta derecede maruz kalmanın hiçbir erken uyarıcı belirtisi yoktur. İyonizan radyasyon 5 duyu ile algılanamadığından, potansiyel maruz kalmaya karşı insanları tetikte tutmak için bazı önlemler almalıdır. Bu bölümde intravenöz radyoizotop alan hastalar veya antineoplastik tedavilerinin bir parçası olarak intrakaviter veya interstisyel radyoaktif implantlar uygulanan şahısların bakımı ile ilgili sağlık personeline uygulanabilecek radyasyondan korunmanın temel prensipleri özetlenmiştir.

DÜŞÜK DOZ RADYASYONUN RİSKLERİ

Düşük doz radyasyonun biyolojik etkileri için bir eşik değerin varlığı tartışılmaktadır. Çok daha yüksek dozlarda elde edilen radyasyonun ekstrapolasyonu düşük radyasyon düzeylerinin insanlara olan riskleri konusunda abartılı tahminlere götürmesi çok olasıdır. Radyasyona maruz kalış riskinin değerlendirilmesindeki muhafazakar yaklaşımda şu görüşler vardır:
1. Olağanüstü düşük dozların olası etkileri yüksek dozlardaki bilinen sonuçlarla doğrudan ilişkilidir(linear hipotez).
2. Radyasyonun herhangibir miktarı risk taşır(Hiçbir eşik değer yoktur).
3. Aralıklarla birkaç küçük dozun tekbir dozla verilenin toplamına eşit kümülatif etkisi vardır"kümülatif etki".
4. Radyasyon yaralanmasının hiçbir tamiri yoktur (tamirsizlik).
Bu tezatın deneysel olarak çözülmesi şüpheli gözükmektedir. Zira çok düşük dozlardaki radyasyon etkileri okadar küçüktür ki sadaece birkaç röntgenlik bir doza maruz kalış ile oluşan hasarı kanıtlamak için çok yüklü sayıda hayvanların test edilmesine ihtiyaç vardır. Bu belirsizlikten dolayı hastaların ve sağlık personelinin iyonizan radyasyon kaynaklarına maruz kalışlarını minimize etmek için her türlü çaba gösterilmelidir.

DOZ EŞDEĞERLİĞİ

"rem"(dokudaki eşdeğer röntgen) radyasyondan korunma ile ilişkili ölçümlerde radyasyon onkologları ve Tıbbi Fizikçiler tarafından kullanılan gelenekse birim olup değişik radyasyon tiplerinin etkilerini karşılaştırmaya imkan sağlar.
REM=Soğrulan enerji miktarı(RAD) x Hasar oluşturmada radyasyonun etkinliği(kalite faktörü=QF)
REM=RAD xQF KALİTE FAKTÖRÜ(qf) değişik radyasyon tiplerinin eşit dozları ile elde edilen hasarın değişik derecelerini açıklar. Fotonlar ve Beta parçacıkları için kalite faktörü "1" dir. D olayısiyle bu durumda "rem" ve " rad " eşdeğer olup birbirleri yerine kullanılırlar. N ötronlar için kalite faktörü nötron enerjisine bağlı olarak 2-10 aralığında değişirken, alfa parçacığı için kalite faktörü 10-20 aralığındadır. D oz eşdeğerliği için standard ulslarası birim (SI) "sievert"tir. 1 rem =1000 mrem 100 rem =1 sievert ( Sv )

İYONİZAN RADYASYONUN GEÇ ETKİLERİ

Geç etkiler balıça üç grup altında toplanabilir;
1. Nonspesifik ömür kısalması
2. Karsinogenez
3. Genetik ve teratojenik etkiler.
NON SPESİFİK ÖMÜR KISALMASI hayvan çalışmalarında kesin olarak gösterilmesine karşın insanlarda açık şekilde gösterilememiştir.
KARSİNOGENEZ VE LÖKOMOGENEZ radyasyon ekspojürünün tehlikeleri olarak uzun zamandan beri bilinmektedir. C ilt kanseri eski radyologlar ve Fizikçiler için mesleki bir tehlike idi. H iroshima ve Nagasaki sağkalanlarında lösemi ve diğer kanserlerde artış mevcuttur. I şınlama sonrası neoplazm gelişimi latent bir periyotla karekterize olup,lösemiler için 5 yıl kadar erken bir zaman olup solid tümörlerde bu süre 25 yıla kadar uzar. Epidemiyolojik çalışmalar anneleri tanı amacıyla film çekilen çocuklarda inutero ışın alanlarda lösemi ve diğer kanserlerde bir artış göstermiştir. Prenatal ışınlanmanın hayatın ilk 10 yılında malignite riskini 2 kat artırdığı tahmin edilmektedir.
GENETİK VE TERATOJENİK ETKİLER Hayvan deneylerinden çıkarılan sonuçlara dayanır. Çünkü, insanda radyasyon ekspojürünün genetik tehlikelerini tahmin etmek için çok az direkt bulgu vardır. Tekrar muhafazakar bir yaklaşım gerekli olup buna göre nekadar az doz radyasyon olursa olsun genetik bir riskin sözkonusu olduğu düşünülmelidir. Mutasyon gelişimine ilişkin ekspojürü tahmin için "genetik olarak önemli doz(GSD)" tüm populasyon üzerinde radyasyonun kabul edilen genetik etkisinin bir göstergesi olarak başvurulan bir tahmin yöntemidir. Tüm populasyon için GSD; aynı toplam genetik hasar ile sonuçlanan beklenilen dozun değişik kişilerin ışına maruz kalışında aldığı gerçek gonadal dozlardır. A merikadaki Radyasyon Sağlığı Bürosunun bazı raporlarına göre diyagnostik radyoloji uygulamaları sırasında GSD 20 mrad iken doğal yeryüzü radyasyonları 90 mrad'lık GSD dir. Mesleki ışın alma ise sadece 0.8 mrad dır. Embriyo veya fetüs'a iyonizan radyasyonun etkileri doz ve gelişim periyoduna bağlıdır.

İntrouterin gelişme periyodu PREİMPLANTASYON EVRESİ, ORGANOGENEZ ve FETAL EVRE ye ayrılır. Preimplantasyon sırasında ekspojür yüksek görülme sıklığı ile prenatal ölümle sonuçlanırken eğer embriyo yaşarsa hiçbir büyüme geriliği olmaksızın normal olarak gelişmesi de mümkündür. Organogenez sırasında radyasyon ekspojürü konjenital malformasyonlar (teratogenez) ve intrauterin büyüme geriliğine sebep olur. F etal evrede konjenital malformasyonların oluşma ihtimali daha düşüktür. Bu periyot sırasında radyasyo alma bazı kalıcı büyüme geriliği ve muhtemelen mental geriliğe sebep olabilir.

İYONİZAN RADYASYONA MARUZ KALIŞ

İnsanoğlu sürekli olarak hem doğal hem yapay çevresel radyasyon kaynaklarına maruz kalır.
Doğal Background Radyasyon Kaynakları ve ortalama dozları

Kaynak

Ortalama Doz

Güneş,kozmik ışınlar

30-40 mrem/yıl

Yerkürenin radyoaktif materyeli

40 mrem/yıl

Havadaki radon,gıda ve sudaki

radyoaktif potasyum

25-30 mrem/yıl

 

 

 

 

 

İnsanların yaşadıkları yerin coğrafi yerleşimi yıllık radyasona maruz kalmasını dramatik şekilde etkiler. Örneğin sahile yakın ovalarda yaşayan bir insanın radyasyona maruz kalma miktarı yaklaşık olarak 60-70 mrem/yıl iken dağlık bir platoda yaşayanların maruz kalma miktarı 165 mrem/yıl a kadar çıkar. Zira yükseklik arttıkça kozmik ışınlara maruz kalma da artar. Ancak,bu ekspojür farkı kanseri artırma sebebi olarak kabul edilmemektedir.

YAPAY RADYASYONA MARUZ KALIŞ

Ortalama olarak radyasyona maruz kalmada en geniş yapay radyasyona maruz kalma sebebi iyonizan radyasyonun tıbbi kullanılımıdır. Tıbbi amaçlı ekspojür kısa bir süre için kısmi bir vücut bölgesine genellikle yöneldiğinden background ekspojurü ile kıyaslamak yanlış yönlendirmeye neden olabilir. Bununla birlikte ortalama kemik iliği dozu kayaslanabilir, çünkü kemik iliği tüm iskelete geniş bir şekilde yayılmıştır. Tıbbi radyasyon ekspojüründe ortalama kemik iliği dozu Amerikada yaklaşık 90 mrem/yıl dır. Bunlardan 72 mrem'ini tanı amaçlı X ışınları, 3 mrem'ini, diş filmi ekspojürü oluştururken 15 mrem imi radyofarmasötikler oluşturur. Komputerize tomografilerin tıpta sıklıkla kullanılımı radyasyon ekspojür miktarını artırırken,Magnetik rezonans görüntüleme yönteminde radyasyona maruz kalınmamaktadır Tek bir akciğer radyogramından alınan ortalama cilt dozu yaklaşık 25 mrem ve ortalama kemik iliği dozu ise 3 mrem kadar düşüktü. Lavmanlı kolon tetkikinde ise bir tetkikte 875 mrem lik bir kemik iliği dozu verilebilir. Nükleer serpinti,mesleki ekspojür ve nükleer endüstrideki ışın kaçakları gibi radyasyon ekspojür kaynakları ABD de ki ortalama ekspojurün % 2 den azını teşkil eder. MAKSİMUM PERMSIBIL DOZ (MPD). ABD de ICRP ve NCRP gibi milli ve uluslararası bilimsel kuruluşlar radyasyon korunumu, ölçümü ve radyolojik korunum konularında genel toplum ve radyasyon çalışanlarının maksimum alabileceklaeri radyasyon düzeylerini tayin etmektedir. MPD ömrü boyunca bir insana herhangibir zamanda hatırısayılır bir vücut hasarı beklenmiyen internal hemde eksternal kaynaklardan alınan en yüksek iyonizan radyasyon dozudur. Tüm populasyon için ve mesleki şartlar için değişik standartlar geçerlidir. Bir radyasyon çalışanının tanımı X ışınları,radyoaktif maddelerin kullanımı veya nükleer reaktörleri içeren bir meslekte çalışan herhangibir bireydir. Bu grup için genetik tehlikelerden çok somatik etkiler birinci derecede önemlidir. İyonizan radyasyonun geç etkilerinin risklerinden dolayı nekadar uzak olursa olsun ALARA prensibi(Radyasyon ekspojürünün olabildiğince düşük tutulması) uygulanmalıdır.

Tavsiye Edilen Doz Limitler(ICRP 1991)*

 

Doz Limiti (mSv)

 

Mesleki

Genel

Efektif Doz

20/yıl

1/yıl**(5yıllık ortalama****)

Göz Lensi

150

15

Cilt***

500

50

Eller ve ayaklar

500

-

 

 

 

 

 

*Bu limitler belirlenen süre içinde eksternal ekspojürün ilişkin dozlarının toplamını gösterir.
**Özel durumlarda tek bir yılda daha yüksek bir efektif doz değerine 5 yıllık ortalama 1 mSv/yıl ı geçmemek üzere müsaade edilebilir.
***Efektif dozdaki sınırlama stokastik etkilere karşı cildin yeterli korunumunu sağlar. Deterministik etkileri önlemek için lokalize ekspojürlerde ek bir limit gereklidir.
****Yeni düzenleme ile herhagi bir yıl için efektif doz 50 mSv yi geçmemelidir. Ek sınırlamalar hamile hanımların mesleki ekspojürü için geçerlidir.

mrem cinsinden uzun vadede biriken MPD tüm beden dozu 50x(n-18) mSv formulü ile sınırlandırılmıştır. B urada "n" çalışanın yıl olarak yaşıdır. Bu sebepten dolayı 18 yaş altı veya daha genç şahıslar mesleki olarak ekspojüre müsaade edilmezler. Tüm hamilelik süresince fetuste MPD mesleki nedenle ekjpojur alan annelerde 5 mSv olup bu durumdaki hamileler için özel önlemler alınmalıdır. G enel populasyonda üretkenliğe etki açısından kadın ve erkek arasında doz limiti farkı olmamakla birlikte, hamilelik teyidi durumunda gebenin karın cildinin effektif doz limiti hamileliğin sonuna kadar 2 mSv olup radyonüklit alımında normal yıllık alım limiti 20de 1 oranına kadar indirgenir. M PD konusunda önerilerde bulunan bilimsel kurumlar bazı hastanelerde politika olmasına karşın radyoizotopların tedavi için verilen miktarlarını alan hastalarla hamile hemşire ve doktorların temas etmesini yasaklamamaktadır. GENEL TOPLUMDA MPD NCRP nin önerilerine göre genel toplumun tek bir bireyinin ekspojürü 5 mSv/yıla sınırlanmalıdır. G enel toplum için tavsiye edilen ortalama doz oranı ise 1.07 mSv/yıldır.

RADYASYON GÜVENLİĞİ SORUMLUSU

Radyoaktif kaynakların kullanılımı ile uğraşan herhangibir kuruluş emniyetli bir şekilde uygulama ve devamlılığı yönetmek için radyasyon güvenlik sorumlusu olarak bir ferdi görevlendirir. Bu şahsın sorumlulukları şunlardır:
1. Resmi otoritelerin öngördükleri radyasyon güvenlik kuralları ve sınırlamalarına hakim olmak,
2. Değişik radyoaktif materyelleri kullanacak kişilerin yeterliliklerini doğrulama ve ekspojürlerinin MPD yi aşmadığını kontrol,
3. Çalışma çevresinin güvenliğinin denetlenmesi,
4. Radyoaktif materyel serpilmesi halinde hazırlanmış yerleştirme ve dekontaminasyon prosedürlerini yürütme,
5. Radyoaktif artıkların uygun şekilde zararsız hale getirilmesini sağlama ve 6. Uzun yıllara yayılabilecek doğru kayıtları tutmaktır.

MONİTORİNG(Denetleme)

Alan Denetlemesi
1. Co 60 teleterapi ünitesi gibi radyoaktif kaynak bulunduran veya linear akseleratör tedavi odası cihazın fonksiyon arızasına bağlı yüksek düzey radyasyon mevcudiyeti durumunda odaya girecek insanı ikaz edecek daimi olarak yerleştirilmiş monitörler içerir.
2. Portatif Surveymetreler(tarayıcılar) ; afterloading teknikleri kullanan interstisyer implanlar veya intrakaviter implanların uygulandığı hasta tedavi veya operasyon odalarında radyoaktif kaynak içeren uygulamaları denetlemede faydalıdırlar. Personel Denetlemesi Bu denetleme tüm beden veya yoğun olarak maruz kalabilecek bir vücut bölgesinin aldığı radyasyon dozunu saptamak için yapılır.X ışını cep dozimetrelerii(film badges) uygunluk ve ucuz oluşları nedeniyle en sık kullanılanlardır. Bunlar ekspojürün daimi bir kaydını sağlarlar ve geçici veya kalıcı radyasyon kaynakları yerleştirilen radyoonkoloji hastaları veya izotoplarla ilgilenen herhangi bir kişi tarafından
üzerine takılmalıdır. Halka dozimetreler iyonizan radyasyona hassas kristaller içerir ve radyasyon kaynaklarını doğrudan tutan personel tarafından takılabilir. Ekspojürlerin hızla değiştiği veya yüksek olduğu durumlarda kabul edilemez olan film işlemede(banyo) gecikme olur. Bu durumda cep dozimetreleri veya cep iyon odaları tercih edilen metottur. Cep dozimetreleri ekspoze olan şahıs tarafından hemen okunabilen, içine elektroskoplar ve optik büyütme sistemleri yerleştirilmiş küçük iyonizasyon odalarıdır. Cep iyon odaları sonuçları yorumlayabilerek uygun tavır alabilen radyasyon güvenliği bürosunun sorumlu bir üyesi tarafından yardımcı elektrometre kullanımı ile okunmalıdır. Bazan eksternal ışınlamanın terapötik dozlarının verilişi sırasında bir hastanın radyosensitif organ ve dokularına olan ekspojürü denetlemek gereklidir. Bunu en iyi termolüninesan dozimetreler(TLD) ler gerçekleştirir. Bunlar iyonizan radyasyona dauyarlı dikler,çubuklar veya Lif gibi kristallerden yapılmış çip(chip) lerdir. Bunlar ya cilde uygulanabilir veya vücut boşluğu içine konabilir. TLD ler yerleştirilmiş olarak tedavi verildikten sonra kristaller çözümlenir ve standart kalibrasyon eğrisinden rad cinsinden soğrulan radyasyon dozu çıkarılır. Bu teknik, göz gibi radyosensitif bir yapıya hesaplanan dozu doğrulamada değerlidir.

RADYASYONDAN KORUNMADA PRENSİPLER

İyonizan radyasyon kaynağı bir kere belirlendikten sonra aşağıdaki güvenlik önlemlerinde herhangibir veya hepsini uygulayarak insanlara olan ekspojür tehlikeleri azaltılabilir veya elimine edilebilir:
1. UZAKLIK: Bir şahıs radyasyon kaynağından nekadar uzak olursa ekspojuru okadar az olacaktır(Ters kare kanunu).
2. ZAMAN: Total radyasyon ekspojürü bir radyasyon kaynağına bir şahsın maruz kaldığı zaman miktarı olarak ekspojür hızı zamanlarına eşeittir.: dolayısiyle ekspojür zamanını sınrlayarak bir şahsın total dozu küçültülebiir.
3. ZIRHLAMA:Radyasyon şiddeti uygun kalınlıkta bariyerler koyularak azaltılabilir. Önceden bahsedilen yarı değer tabakası konsepti ile hüzme şiddetini orijinal değernin yarısına indirgeyen bir soğurucunun kalınlığına eşittir. Diyagnostik radyologlar floroskopik prosedürler esnasında kendilerini veya personeli korumak için ince kurşun önlükler kullanırlar. Bunlar benzer prosedürler esnasında oluşan 50-100 KeV arasındaki saçılmış X ışınlarına ekspojürü belirgin bir şekilde azaltmak için uygundur. Au 198 ve Cs 137 gibi brakiterapide kullanılan izotopların bazıları için ekspojürü yarıya kadar indirebilmek için gerekli kurşun miktarı dahi uygulayıcının giymesi için çok ağır gelir. Radyasyon güvenliğinin bu üç gerekli prensibi(Uzaklık, zaman ve zırhlama) radyoaktif kaynaklarla çalışıldığında her zaman gözönüne alınmalıdır. Ekspojürü enaza indirgemek için hassas bir şekilde kullanma gereği vardır. Örneğin hantal bir zırhlama kullanılımı prosedürü daha da zaman alıyorsa amacına zarar verebilir. Bir uygulayıcı prosedürün daha hızlı gerçekleşmesi ve tüm radyasyon ekspojürünün daha az olabilmesi için daha az hantal zırhlama kullanabilir.
AFTERLOADİNG Afterloading konsepti brakiterapi işlemleri esnasında uygulayıcılara olan ekspojürü daha da aza indirmek için geliştirilmiştir. Afterloading aletleri kullanarak hiç acelesi olmayan bir tarzda radyoaktivite içermeyen aplikatörü yerleştirmek mümkün olur. Sonra lokalizasyon filmleri (dummy=boş) kaynaklar yerleştirilerek çekilebilir. Kompütür destekli hesaplar aktif kaynakların optimum yerleştirilmesini saptamak ve nekadar bırakılabileceği süreyi tayin için gerçekleştirilebilir. Hasta hastanedeki odasına döndüğünde, radyoaktif kaynaklar zırhlanmış bir taşıyıcı içinde odaya getirilip radyasyon onkoloğu,teknisyen ve diğer taşıyıcı personele ekspojürü enaza indirecek şekilde aletin içine yeniden yerleştirilebilir.
RADYUM KAYNAKLARI Brakiterapi için kullanılan geleneksel madde radium-226 idi. Kapsül içine alınmış radium tuzlarının kullanımı ile ilgili bazı tehlikeler vardır. B ozulma proçesinde Radium, muamele yapılırken kaynak rüptürü olması halinde özel bir kontaminasyon sorunu yaratan radyoaktif bir gaz olan Radon-222 ye dönüşür. Bu olay nadir de olsa birkaç kez olmuştur. Yarı ömrü 1620 yıl olan Radium kontaminasyon açısından büyük bir sorun teşkil eder. Son zamanlarda Radium ve radon’un yerine Cs 137, Au 198, I 125 ve Ir 192 kullanılmaktadır. Bu izotopların hiçbirisinin gaz tabiatlı radyoaktif bozulma ürünü yoktur. yarı ömürleri herbiri için sırasiyle 30 yıl, 2.7 gün, 60 gün ve 75 gün gibi çok daha kısadır. Nihayet, bu izotopların yarı değer tabakaları radiumunkinden çok daha düşük olup kurşun kalınlığı Cs 137 için 6.5 mm, Au 198 için 2.5 mm, I 125 için 0.4 mm ve Ir 192 için 3 mm olup daha az zırhlama gereklidir.

KONTAMİNASYON

Radyoaktif maddelerle çalışırken bazen kaza olabilir. Böyle bir kazanın ciddiyeti çalışılan radyoizotopun tip ve miktarına bağımlıdır. Böyle olası kazalara karşı önceden planlanmış tedbir radyasyon güvenlik sorumlusunun görevidir. En önemlisi personelin korunmasıdır. Havalandırma sistemlerinin uygun düzenlenmesi kontaminasyon derecesini enaza indirebilir. Ancak bunun uygulanması sıklıkla zordur. Eğer radyoaktif sıvı saçılırsa kontaminasyonun yayılımını sınırlamak için bazı adımlar atılmalıdır. Personel çıplak elle nemli maddelere dokunmamak üzere dikkatli olmalıdır. Kağıt havlular saçılımı içinde tutma düşüncesiyly kullanılır. Eğer bir şahıs veya giysileri kontamine olmuşsa giysıler derhal çıkarılmalı ve kontamine cilt tamamen kazınmalıdır. Kontamine maddeler doğrudan ellenmemeli,   forsepsle alınmalıdır. Tüm kontamine maddeler radyoaktif atık için yapılmış konteyner lerde toplanmalıdır. Rutubetli bez parçaları, yüzeylerinde radyoaktif materyal saçılımı ihtimali ile içeri doğru spiralleme tarzında yıkanır. Radyoaktiviteyi yerküre sayımlarının 5 ila 10 katı düzeyine indirebilmek için çaba sarfedilir.

ATIKLARIN YOKEDİLMESİ

Radyofarmasötikler diyagnostik veya terapetik amaçlarla kullanıldığında kaçınılmaz olarak atık ürünler çıkar. Bu atık materyelin emin şekilde yok edilmesi zorunludur. Atık maddenin tipine ve kontamine eden radyoizotopun yarı ömrüne bağlı olarak birkaç yoketme seçeneği vardır:
1. Sıvı atık için belediye kanalizasyon sistemi yoluyla yoketme atık maddenin kontamine olmamış uygun miktar su ile karışması kaydı ile kabul edilebilir. Bu nedenle I-131 in terapetik dozlarını almış bir hasta odasındaki tuvalete idrar yapabilir. Sonra tuvalet birkaçkez basınçlı su ile kanalizasyona verilir.
2. Şırıngalar ve kirlenmiş havlular gibi kontamine olmuş katı maddelerin saklanması, eğer kontamine edici izotopun yarı ömrü oldukça kısa ise bir seçenektir. Örneğin yarı ömrü 8 gün olan I
-131 ile kontamine olmuş şırıngalar yaklaşık 2.5 ay(10 yarı ömür) zırhlanmış bir bölgede saklanabilir.

BRAKİTERAPİ UYGULANAN HASTALARIN BAKIMI

İntravenöz veya oral dozlarda radyoizotop verilen hastalar kalıcı interstisyel radyoaktif implant alan hastalar gibi radyoaktif olurlar. Geçici intrakaviter veya interstisyer radyoaktif implant alan hastalar sadece bu madde yerleştirilmiş iken radyoaktiftirler. Gamma çıkaran radyoizotoplardan 3 mCi den fazla dozlarda oral veya intravenöz verilen hastalar için hospitalizasyon genellikle gereklidir. Kolloidal Au-198 intrakaviter olarak verildiğinde gamma radyasyon verdiğinden aynı önlemler geçerlidir. Ancak saf bir Beta çıkarıcısı olan P 32 nin intrakaviter uygulamalarında bu gibi önlemler gerekmeyebilir. Mevcut nükleer madde düzenleme yönergelerine göre bir metrede ölçülen ekspojür hızı bir I-131 hastasını taburcu edebilmek için 1.8 mr/saat’ in altında olmalıdır. Radyasyon güvenlik sorumlusu gündelik olarak bu hastaları denetlemelidir. I-131 alan hastaların kusmuk ve ifrazatları radyoaktiftir. B unlar belediye kanalizasyon sistemi yoluyla yokedilebilir. Prostat,pankreas ve diğer yerlerin tümörleri için daimi I-125 implantı alan hastalar personel için çok az radyasyon tehlikesi teşkil ederler. Çünkü I-125 in (30 KeV) çıkardığı X ve gamma ışınlarının enerjisi düşüktür. İntra Venöz veya oral radyoizotop veya daimi radyoaktif implant alan hastalar arasıra acil cerrahi gerektirir. Ameliyat için, izotop miktarının herhangibir radyoaktif madde için 5 mCi nin üzerinde olmaması radyasyon tehlikesi olmaması bakımından gereklidir. Eğer aktivite 5 mCi den büyükse radyasyon onkoloğu ve radyasyon güvenlik görevlisine planlanan girişim için danışılmalıdır. Benzer şekilde böyle bir hasta öldüğünde otopsi ve tahnit yapacak personele ekspojür riskini belirlemede verilen radyoizotop içeriği gözönüne alınmalıdır. Eğer izotop 30 mCi den az ise tahnit gerçekleştirilebilir. Fazla ise radyasyon güvenliği görevlisinin gözetiminde hastane morgunda tahnit yapılmalıdır.


Aklınıza takılan hertürlü soruyu Radyasyon Onkolojisi ABD'na iletirseniz enkısa sürede cevaplandırılacaktır.

Ana Sayfaya Dönüş 
Dr.Kaan OYSUL
  tarafından hazırlanmaktadır