Akut Tonsillofarenjit: Tanı ve Tedavi

Doç.Dr. Hakan Leblebicioğlu

Tonsillerin inflamasyonu tonsillit, farenksin inflamasyonu ise farenjit olarak tanımlanmaktadır, fakat sıklıkla farenks ve tonsillerin infeksiyonu için tonsillofarenjit veya tonsillit terimleri kullanılmaktadır.

Etyoloji

Akut tonsillofarenjite bir çok mikroorganizma neden olabilir (Tablo 1). Etkenleri sıklığı, yas, mevsim ve bölgesel özelliklere göre değiskenlik gösterir.

Viruslar

En sık; Rhinovirus, Coronavirus, Adenovirus ve Parainfluenza virus etkendir. Epidemik dönemlerde Influenza A ve B akla gelmelidir. Herpes simplex tip1 ve tip 2, Coxsackievirus A tip 2,4,5,6,8,10, Epstein-Barr virus (EBV), Cytomegalovirus (CMV), Human imnunodeficiency virus (HIV) diğer patojenlerdir.

Bakteriler

En sık etken A Grubu Beta Hemolitik Streptokok (AGBHS)’dur. Bunun yanında B, C, F veya G grubu streptokoklarda bazen farenjite neden olabilir. Neisseriae meningitidis ve Haemophilus influenzae’ya bağlı sistemik infeksiyonlarda belirgin farenjit görülebilir. Normal boğaz florasında bulunan anaerob bakteriler aeroblarla birlikte Vincent anjini’nin etkenidir. Corynebacterium diphteriae, C.ulserans, C.haemolyticum, Arcanobacterium hemolyticum, Neisseriae gonorrhoaeae ve Treponema pallidum’a bağlı farenjitler daha az sıklıkta görülür. Yersinia enterocolitica, Yersinia pestis ve Francisella tularensis infeksiyonları seyri sırasında da akut farenjit bulguları görülebilir. Diğer nedenler içinde mikoplazma ve klamidyalar sayılabilir. Rekürrent tonsillofarenjitte S.aureus, H.influenzae, Moraxella catarrhalis ve Bacteriodes sp. gibi betalaktamaz yapan etkenler akla gelmelidir.

Epidemiyoloji

Nonbakteriyel tonsillofarenjit

Viral etkenlerin epidemiyolojisi hastanın yasına ve etkene göre değisir. Üç yas altındaki tonsillofarenjitlerin büyük çoğunluğu viruslara bağlıdır. Parainfluenza, influenza ve Respiratory synctial virus (RSV) sonbahar ve kıs aylarında epidemilere neden olur. Influenza tüm yas gruplarında görülürken, Parainfluenza ve RSV çocuklarda daha sık hastalık yapar. EBV ve HSV genç eriskinlerde hastalığa neden olur. Adenovirus infeksiyonları özellikle kısla gibi toplu yasam yerlerinde infeksiyon etkenidir. Adenovirus tip 1-7a, 9 ve 14 çocuklarda farenjite neden olmaktadır.

A Grubu Beta Hemolitik Streptokok Tonsillofarenjiti

AGBHS’lar %5-25 oranında normal popülasyonda izole edilmistir. Sıklıkla hava yolu ve yakın temasla bulasır, ayrıca deri lezyonlarından da bulasabilir. Aile içi bulasma yanında, özellikle kısla, kres gibi toplu yasam yerlerinde bulasma yaygındır. En sık 5-15 yas grubunda görülür. Üç yasından küçük ve 15 yasından büyüklerde daha az rastlanır. Erkek ve kızlarda görülme sıklığı farklı değildir. Sosyo-ekonomik düzeyi düsük toplumlarda daha sık görülür. AGBHS tonsillofarenjiti coğrafi faktörlerin etkisiyle de bölgeler arasında farklılık gösterir. Genel olarak ılıman iklimi olan bölgelerde daha sık, tropikal bölgelerde ise daha az rastlanır. Kırsal alanlarda kentsel bölgelere göre daha az streptokok infeksiyonu görülmektedir. Ülkemizde bölgesel olarak streptokokal hastalıkların insidansı hakkında kesin bir bilgi yoktur. Bakteriyel farenjitler sıklıkla kıs aylarında görülür.

C ve G grubu streptokoklarla kontamine olmus süt, yumurta, dondurma gibi yiyecekler streptokoksik besin zehirlenmesi veya farenjit seklinde epidemilere neden olur.

Tablo 1.Akut Tonsillofarenjit Nedenleri

Etken

Hastalık

Bakteriyel

 

A grubu beta hemolitik streptokok

Tonsillofarenjit, kızıl

C, G grubu beta hemolitik streptokok

Tonsillofarenjit

Oral anaeroblar

Vincent Anjini

Neisseria gonorrheae

Farenjit

Corynebacterium diphteriae

Difteri

Arcanobacterium hemolyticum

Farenjit

Yersinia enterocolitica

Farenjit, enterokolit

Yersinia pestis

Veba

Treponema pallidum

Sifiliz

Francisella tularensis

Tularemi

Viral

 

Rhinovirus

Soğuk algınlığı

Coronavirus

Soğuk algınlığı

Adenovirus

Faringokonjuktival ates

Herpes simplex 1,2

Farenjit, gingivostomatit

Parainfluenza

Soğuk algınlığı, krup

Coxsackie A

Herpangina

Epstein-Barr virus

İnfeksiyöz mononükleoz

Cytomegalovirus

CMV mononükleoz

Human immunodeficiency virus

Primer HIV infeksiyonu

Mikoplazma

 

Mycoplasma pneumoniae

Pnömoni, bronsit, farenjit

Klamidya

 

Chlamydia psittaci

Pnömoni

Chlamydia pneumoniae

Pnömoni, farenjit

 

Klinik

Klinik bulgularla etyolojik etkenin ayrımı tam olarak yapılamaz.

Nonbakteriyel tonsillofarenjit

Tonsillofarenjitle birlikte rinit, konjuktivit ve öksürük olması viral etyolojiyi düsündürür. Adenovirus infeksiyonunda inkübasyon 5-7 gündür. Öksürük, bas ağrısı, üsüme, titreme, ates ve boğaz ağrısına neden olur. Tonsil ve farenksde hiperemi ve eksudasyon görülür. Adenovirus tip 3 infeksiyonlarında farenjite konjuktivit eslik eder. Tonsillerde folliküler görünüm adenovirus infeksiyonunu akla getirmelidir. Influenza farenjitinde siddetli boğaz ağrısı, bas ağrısı, öksürük, rinit ve ates görülür, eritem minimaldir. Parainfluenza infeksiyonlarında farenjite öksürük ve nezle eslik eder.

Ülseratif lezyonlar herpangina, HSV ve enteroviral infeksiyonlarda sıktır. Primer herpetik gingivostomatit 1-4 yas arası çocuklarda aniden baslar. Ates, irritabilite, istahsızlık belirgin bulgulardır. Boğazda hiperemi, dis etlerinde sislik görülür ve kolaylıkla kanar. Orofarenks, ağız mukozası, dil, damak ve ağız kavitesi ön kısmında papüloveziküler lezyonlar ve ülserler ile karakterizedir. Hastalık 5-7 gün içinde kendiliğinden sonlanır. Enteroviral infeksiyonlarda ates, ekzantem veya menenjit bulguları ile beraber farenjit görülür. Yumusak damak, uvula veya arka farenks duvarında ülseratif lezyon görülürse enteroviral infeksiyondan kuskulanılmalıdır. Yumusak damakta petesi, kızamık, kızamıık, EBV ve AGBHS infeksiyonlarını düsündürmelidir. Herpangina 1-7 yas arası çocuklarda sıktır. Olası etkenler Echovirus ve Coxsackie virus’dur. Ates, disfaji, istahsızlık, boğaz ağrısı yanında karın ağrısı, bulantı, kusma ve ishal olabilir. Fizik muayenede yumusak damak, uvula, tonsiller ve anterior tonsiller bölgede ağrılı veziküller saptanır. Veziküllerin açılması ile ülserler olusur.

Vincent anjini

Farenks ve tonsillerin akut, psödomembran ile karakterize hastalığıdır. Akut nekrozitan ülseratif gingivit gingivanın ülseratif nekrozudur. Eğer lezyon diğer oral yapıları da tutarsa akut nekrotizan ülserarif mukozit veya Vincent anjini adı verilir. Kötü ağız hijyeni, sigara, besinlerin tahrisi, malnutrisyon, halsizlik, stres, travma, endokrin ve metabolik bozukluklar ile sigara içimi sonucu gelisen kapiller staz sonucu aseptik nekroz olusur. Aynı faktörler dental plakta bakteriyel ürünlerin birikmesine neden olur. Hastalığa Fusobacterium nucleatum, Borrelia vincenti ve Gram negatif aerob mikroorganizmalar birlikte neden olur. İnfeksiyon aniden baslar. Boğaz ağrısı, tonsiller veya gingival kanama ve ağızda kötü koku ilk bulgulardır. Nekroz, psödomembran, lenfadenopati (LAP), ates, istahsızlık ve salivasyonda artıs diğer bulgulardır. Genellikle tek taraflı tonsil tutulumu ve LAP olur. Hastalık komsu mukoza dokusuna geçerek noma (Gangrenöz stomatit)’ya neden olur. Geçici bakteriyemi ve sepsis olabilir.

Eksudatif tonsillofarenjit

Bakteriyel veya nonbakteriyel orijinli olabilir. En sık etkenler AGBHS, EBV, HSV ve Adenovirus’dur. İnfeksiyoz mononükleozda olguların yarısında eksudatif farenjit vardır, ayrıca ates, submaksiller LAP, halsizlik, basağrısı eslik eden bulgulardır. Primer HIV infeksiyonu da infeksiyoz mononükleoz benzeri tabloya neden olabilir. Candida sp. yalnız uzun süreli antibiyotik kullananılan veya immunsüpresif yenidoğanlarda eksudatif farenjite neden olur.

A Grubu Beta Hemolitik Streptokok tonsillofarenjiti

Streptokoksik tonsillofarenjitin inkübasyon süresi 2-4 gündür. Hastalık ani baslar. Ates 38° C’in üzerindedir. Boğaz ağrısı, yutma güçlüğü, basağrısı, halsizlik, kas ve karın ağrısı, bulantı, kusma görülür. Çocuklarda istahsızlık ve aktivitede azalma dikkati çeker, ek olarak bulantı, kusma belirgindir. Öksürük, hapsırma, konjuktivit, ses kısıklığı semptomlarının varlığında streptokokal tonsillofarenjit tanısından uzaklasılmalıdır. Farenks ve tonsillerde eritem veya gri-beyaz renkte eksudasyon vardır, servikal LAP ve döküntü olabilir. Streptokokal tonsillofarenjitlerde eksudasyon % 50 oranında görülür. C ve G grubu streptokoklarda benzer klinik tabloya neden olur. Hastalık kendi kendini sınırlar ve 1 hafta içinde semptomlar kaybolur.

Diğer tonsillofarenjitler

Subakut seyirli infeksiyon mikst anaerob ve H.influenzae’ya bağlı olabilir. N.gonorrhoeae, T.pallidum, EBV ve Candida albicans subakut infeksiyona neden olur. M.pneumoniae infeksiyonunda bronsit ve pnömoni eslik edebilir.

Komplikasyonlar

Süpüratif Komplikasyonlar: Sinüzit, otit, mastoidit, peritonsiller abse, septik artrit, osteomiyelit, kavernöz sinus trombozu ve bakteriyemi süpüratif komplikasyonlardır. Lenfatik yayılımla servikal adenit olabilir. Rekürren tonsillofarenjit ve streptokokal toksik sok sendromu olusabilir.

Non süpüratif komplikasyonlar: Akut romatizmal ates (ARA) ve akut glomerülonefrittir. ARA epidemilerde %3, endemik olgularda %0.3 oranında görülür. ARA sadece tonsillit sonrasında görülür, streptokokal deri infeksiyonu sonrasında görülmez.

Tanı

Viral tonsillofarenjit

Klinik bulgularla tanı koymak güçtür. Farengeal eksuda Adenovirus, HSV ve EBV gibi viral etkenler yanında A, C, G grubu streptokoklar, C.diphtheriae, anaeroplar ve Y.enterocolitica’da görülebilir. Influenza ve Rhinovirus’da eksudasyon yoktur. Deri döküntüsünün varlığı AGBHS, HIV ve EBV infeksiyonlarını düsündürür. Konjuktivit adenovirus infeksiyonlarında belirgindir.

Viral infeksiyonlarda baslangıçta lökosit sayısında hafif bir yükselme olabilir. Atipik lenfositoz sıklıkla viral etyoloyiji düsündürür ve EBV infeksiyonu mutlaka arastırılmalıdır. Spesifik viral tanı için virus izolasyonu gereklidir, tonsillofarenjit olgularında rutin olarak önerilmez.

Bakteriyel tonsillofarenjit

Streptokoksik tonsillofarenjitinin en önemli klinik bulguları olan boğaz ağrısı, ates, lenfadenopati ve tonsiller eksüdasyon varlığında ancak % 56 oranında streptokok farenjitinde tespit edilmistir. Bu nedenle klinik bulgularla streptokok farenjitini diğer etyolojik ajanların neden olduğu farenjitlerden ayırmak güçtür. Kesin tanı etkenin izolasyonu ile konur. Yeterli boğaz kültürü alabilmek için eküvyon tonsiller ve farenks arka duvarına sürülmeli ve dile değdirilmemelidir. Beta hemolitik streptokokların daha belirgin hemoliz olusturmaları nedeniyle % 5 koyun kanlı agara ekim yapılmalıdır. Hemen ekim yapılamayacak ise Stuart ve Amies transport besiyerlerine materyal alınabilir. Uygun alınmıs boğaz kültürü ile %95 etken izole edilebilir. Basitrasin testi ile AGBHS idantifiye edilebilir. AGBHS pyrrolidonyl arylamidase (PYR) testi pozitifdir ve PYR testi basitrasin testine göre AGBHS’lar için daha spesifiktir. Besiyerine trimetoprim sulfametaksazol diski konulursa boğaz florasında normalde bulunan mikroorganizmalardan non grup A ve B grup streptokokların üremesi önlenir. Tek basına boğaz kültürünün AGBHS akut infeksiyonu ile tasıyıcılığı ayırt etmediği unutulmamalıdır.

Boğaz sürüntüsünden lateks aglütinasyonu veya ELISA yöntemi ile AGBHS antijenleri arastırılabilir. Testin en önemli avantajı kısa sürede sonuçlanması, erken tanının yapılabilmesi ile erken antibiyotik tedavisinin baslanması ve gereksiz antibiyotik kullanımının önlenmesidir. Yapılan çalısmalarda testin sensitivitesi % 75-90, spesifitesi % 86-100 arasında değismektedir. Senstivitesinin düsük olması nedeni ile boğaz kültürüne üstünlüğü yoktur. Direkt antijen testi negatif çıkan olgularda boğaz kültürü yapılması gerekir. Hızlı tanı testleri Grup C streptokokları tanımlamaz. Öksürük, hapsırık ve rinore olan olgularda hızlı test pozitifliği AGBHS tasıyıcılığını ve akut viral infeksiyonu akla getirmelidir.

Lökositoz ve sola kayma streptokokal tonsillofarenjiti gösterir.

ASO:İnsan vücudunda streptolizin-O ya karsı olusan antikorlardır. Bağısıklıkla ilgisi yoktur. ASO Todd ünitesi (TÜ) ile değerlendirilir. 200 TÜ’nün üzerindeki değerler anlamlıdır, yeni veya 3-6 ay içerisinde geçirilmis infeksiyonu düsündürür. Akut infeksiyon tanısında yükselmis ASO titresi veya ASO titresinde 4 kat artıs anlamlıdır. ASO konvelesan dönemde yükselir, bu nedenle geçirilmis streptokok infeksiyonunun retrospektif tanısında yardımcıdır. Akut streptokok infeksiyonunda ASO titresinde artıs %80 oranındadır. Tedavi verilen vakalarda ASO titre artısı % 40 oranında bildirilmistir. ASO yanında anti-DNaze-B antihyalüronidaz ve antistreptokinaz bakılırsa antikor yanıtı %95 oranında görülür. ASO piyodermilerde yükselmez. Anti-DNaze-B antikorlarında artıs görülür. Anti-DNaze-B 6-8 haftada yükselir, geçirilmis streptokok infeksiyonunun retrospektif tanısında yardımcıdır.

C-reaktif protein (CRP): CRP bakteriyel farenjitlerde pozitiftir ve viral farenjitlerden ayırımında yararlıdır.

N.gonorrhoeae ve C.haemolyticum düsünülen olgularda özel besiyerlerine ekim yapılmalıdır. Difteri kuskulanılan olgularda Loeffler besiyerine ekim yapılmalıdır. Mycoplasma pneumoniae ve klamidya infeksiyonlarında seroloji tanıda yardımcıdır.

Vincent anjininde etkilenen dokudan Gram boyaması yapılmalıdır. Gram pozitif kok, Gram negatif basil ve fuzobakteriler gösterilebilir. Debride edilen materyalden anaerob kültür yapılır.

Bağısıklık

Erken süt çocukluğu döneminde streptokok infeksiyonları fetusa geçen maternal bağısıklık nedeniyle görülmez. Maternal IgG kaybı ile beraber, AGBHS ların değisik serotipleri ve portörlerle temas artar. Sonuçta akut infeksiyon veya geçici portörlük açığa çıkar. Bu sürede spesifik bağısıklık gelisir. AGBHS’lara karsı insanlarda antibakteriyel ve antitoksik olmak üzere iki türlü bağısıklık gelisir. Antibakteriyel bağısıklık spesifik M komponenti ile iliskilidir. Antitoksik bağısıklık ise eritrojenik toksin ile iliskilidir. M protein tipe spesifikdir. Erken antimikrobiyal tedavi antijenlere karsı olusan yanıtı azaltabilir. Antitoksik bağısıklık M proteinin tersine tip spesifik değil grup spesifiktir. Kiside antitoksik ve antibakteriyel bağısıklığın durumuna göre gelisecek klinik tablo farklıdır. Kiside antibakteriyel immunite varsa infeksiyon gelismez. Antibakteriyel immunite yok, fakat antitoksik immunite varsa farenjit gelisir, kızıl tablosu olusmaz. Kiside antibakteriyel ve antitoksik immunite yoksa farenjit ve kızıl tablosu görülür. AGBHS infeksiyonlarında M proteinin antifagositik epitoplarına karsı opsonin antikorları olusur ve tip spesifiktir. M proteine karsı olusan antikorlar invaziv streptokok infeksiyonundan, korurken tasıyıcılığı önlemez.

 Tedavi

A Grubu Beta Hemolitik Streptokok

AGBHS tedavisinin amacı süpüratif komplikasyonları, ARA gelismesini ve AGBHS yayılmasını önlemek ile birlikte klinik iyilesmeyi sağlamakdır.

Tedavide ilk seçenek penisilin grubu antibiyotiklerdir. Halen AGBHS’larda penisilin direnci saptanmamıstır. Semptomların baslamasından sonraki dokuz gün içinde penisilin tedavisine baslanması ARA olusumunu önlemektedir. Ayrıca erken antibiyotik tedavisi semptomları baskılamakta ve bulastırıcılığı önlemektedir. Bu amaçla tek doz benzatin penisilin G veya 10 gün süre ile oral penisilin tedavisi önerilir. Parenteral penisilin tedavisi ile bakteriyolojik eradikasyon % 93, oral penisilin tedavisi ile eradikasyon % 88 oranlarında verilmistir. Daha kısa süreli penisilin uygulaması tedavide basarısızlığa neden olmaktadır.

Benzatin Penisilin G (IM) özellikle; Hasta oral tedaviyi tolere edemeyecekse, oral tedaviye uyum sağlanmazsa, tekrarlayan AGBHS farenjit ataklarında ve romatizmal kalb hastalığı olanlarda oral tedaviye tercih edilir.

Penisilin allerjisi olanlarda %10 oranında sefalosporinlere de allerji olabilir, Bu hastalarda eritromisin kullanılabilir. AGBHS’larda eritromisin direnci %5 dolayındadır. Yeni makrolidlerin streptokokllara karsı etkinliği eritromisine benzer, bununla birlikte daha az gastrointestinal yan etkiye neden olurlar ve bu nedenle eritromisin intoleransı olan veya penisilin tedavisine yanıt alınamayan olgularda seçilebilecek ilaçlardır.

Tedavide kullanılan diğer antibiyotikler ampisilin, amoksisilin, sefaklor, sefprozil, sefuroksim aksetil, sefpodoksim proksetil ve lorakarbefdir. Akut streptokokal farenjitte oral sefalosporinlerle penisilinlere göre daha yüksek klinik ve bakteriyolojik eradikasyon sağlanır.

Antimikrobiyal tedaviye rağmen hastalığın tekrarı tedaviye yanıtsızlığı gösterir. AGBHS infeksiyonlarında oral penisilin tedavisinden sonra %6 - 38 oranında basarısızlık olduğu bildirilmistir. Tedavinin etkisizliğinin nedenleri; antibiyotiklerin uygun sürede ve doz aralığında kullanılmaması, boğaz florasında bulunan H.influenzae, stafilokoklar ve anaerobların salgıladıkları betalaktamazların etkisi ile penisilinin parçalanması, antibiyotiğe tolerans gelismesi veya kronik AGBHS tasıyıcılığıdır. Rekürren AGBHS farenjitlerinde, tedavide penisilinlerin kullanılması mikrobiyal florada betalaktamaz yapan H.influenzae, M.catarrhalis, S.aureus ve Bacterioides suslarının artmasına ve olasılıkla penisilin tedavisine yanıt alınmamasına neden olmaktadır. Bu olgularda ikinci kusak sefalosporinler, betalaktamaz inhbitörlü penisilinler veya klindamisin gibi betalaktamazlara dayanıklı antibiyotikler kullanılmalıdır.

Sulfonamidler, kotrimaksazol ve tetrasiklinler streptokok infeksiyonlarının tedavisinde kullanılmamalıdır.

Streptokokal Tasıyıcılık

Hasta olmayan çocukta boğaz kültür pozitifliği veya semptomatik ve kültür pozitif olan bireyde serolojik yanıt yoksa tasıyıcılık söz konusudur. Tasıyıcılığın nedeni hasta uyumunun olmaması, farenksde betalaktamaz yapan mikroorganizmaların varlığı veya konağa ait faktörler olabilir.

Tasıyıcıların boğazındaki streptokoklar avirulandır ve tasıyıcıların hastalığı bulastırma riski yoktur. Aynı zamanda tasıyıcılarda akut eklem romatizması riski de çok düsüktür, bu nedenle AGBHS tasıyıcısı çocukların tedavisi gereksizdir.

Bir yılda yedi veya daha fazla tonsillit atağı yada iki yıl boyunca her yıl bes veya daha fazla atak görülen rekürren tonsillitlerde, tonsilin fokal infeksiyon kaynağı olması halinde ve obstrüktif semptomlar (beslenme, solunum) ortaya çıkarsa tonsillektomi endikasyonu vardır.

Diğer etkenler

Oral penisilin V’nin kullanılması anaerobik farenjit ve peritonsillitte yeterlidir. Peritonsiller absede cerrahi drenaj gerekir. Vincent anjini’nde Penisilin V 4x500 mg ve metronidazol 3x500 mg birlikte kullanılır. Difteri farenjitinde 20.000-40.000 ünite antitoksin IM yapılmalıdır, ayrıca penisilin G eriskinde 10 milyon ü/gün 10 gün süreyle kullanılır. Penisilin allerjisi varsa eritromisin 30-40 mg/kg/gün verilebilir. Y.enterocolitica aminoglikozid, kotrimaksazol ve 3 kusak sefalosporinlere duyarlıdır. Penisilinlere ise direnç gösterir. N.gonorrhoeae infeksiyonunda tek doz 250 mg IM seftriakson yeterlidir. Mikoplazma infeksiyonlarında ilk seçenek eritromisindir, 10 günlük tedavi yeterlidir.

Viral

İmmunyetmezlikli hastada viral farenjit veya kronik herpetik infeksiyon asiklovir ile tedavi edilir. Normal konakta tedaviye gerek yoktur. Semptomatik tedavi yapılır. Influenza tip A'nın neden olduğu infeksiyonların erken döneminde amantadin verilmesi etkili olabilir. Influenza A epidemisi sırasında olusan farenjitlerin tedavisinde önerilmektedir.

Semptomatik Tedavi

İstirahat, ılık tuzlu su ile gargara, analjezik ve sıvı tedavisi yeterlidir. Oral alamayan ve dehidratasyon bulgusu olan hastaların hastaneye yatırılması gerekir.

Korunma

Bulasma, direkt temas, damlacık yolu, kontamine olmus yiyecekler ve süt ile olur. Hastaların izolasyonu gerekmez, esyalarının temizliğine dikkat edilmeli, kalabalık yasanan yerlerde havalandırmanın iyi olması sağlanmalıdır.

AGBHS’ların grup spesifik C maddesinden hazırlanan asılar, hayvanlarda koruyucu bağısıklık sağlamaktadır. İnsanlarda ası deneme asamasındadır.

Kaynaklar

Barkley SF, Ligau-Perez JG, Facklam R, Broome CV. Foodborne Streptococcal Pharyngitis after a party. Public Health Rep 1986;101:211-215.

Bisno AL. Group A streptococal infections and acute rheumatic fever. N Engl J Med 1991;325;783-793.

Cauwenberge PB, Mijnsbrugge AV. Pharyngitis: a survey of the microbiologic etiology. Pediatr Infect Dis J 1991;10:s39-s42.

Cimolai N, Elford RW-Bryan L, Anond C and Berger P. Do the Beta-haemolytic non-group A streptococi cause pharyngitis?. Rev Infect Dis 1988;10:587-601.

Comittee on Infectious Diseases. Report of the Comitte of Infectious Diseases (Red Book). 22 ed. Illinois: American Academy of Pediatrics: 1991.

Georgitis JW. Nasopharyngitis, pharyngitis and tonsillitis. Immunol Allergy Clin North Am 1993;13:109-118.

Hedges JR. Sore throat. to culture or not to culture. Ann Emergency Med 1987;15:312-316.

Kaplan EL, Krugman S. Streptococcal infections, Group A. In: Krugman S, Katz SL, Gershon A, Wilfert CM, eds. Infectious Diseases of Children. 9th. ed. St.Louis: The CV Mosby Co: 1992:474-486.

Kaufhold A, Ferrieri P. The microbiologic aspects, including diagnosis of b -hemolytic streptococal and enterococcal infections. Infect Dis Clin North Am 1993;7:235-256.

Kellog JA. Suitability of throat culture procedures for detection of group A streptococci and a referance standarts for evaluation of streptococcal antigen detection kits (mini reviev). Journal of Clinical Microbiology 1990;28:165-169.

Leblebicioğlu H, Cengiz T. Akut Tonsillofarenjitte A Grubu Beta Hemolitik Streptokok sıklığı ve klinik semptom ve bulguların değerlendirilmesi. TCDD Hastaneleri Tıp Bülteni 1991;3:119-123.

Lieu TA, Fleisher GR and Schwartz JS. Clinical evaluation of latex aglutination test for streptococcal pharyngitis: Performance and impact on treatment rates. Pediatr Infect Dis J 1988;7:847-854.

McLinn Se. Cefaclor in treatment of otitis media and pharyngitis in children. Am J Dis Child 1990;134:560-563.

Paradise JL. Etiology and management of pharyngitis and pharyngotonsillitis in children: A current review. Ann Otol Rhinol Laryngol 1992;101:51-57.

Salyers AA, Whitt DD. Streptococal sore throat, rheumatic fever and glomerulonephritis. In. Bacterial pathogenesis, A Molecular Approach. Washington DC: ASM Press: 1994:332-338.

Shulman ST. Gerber MA, Tanz RR, Markowitz M. Streptococcal pharyngitis: the case for penicillin therapy. Pediatr Infect Dis J 1994;13:1-7.