Kekova Adası ve çevresi
Güney-batı Türkiye'nin en güzel tarihi ve turistik köşelerinden biridir. Yüzyıllar öncesinde
bu yörede yaşamış olan uygarlıkların kalıntılarını bugün dahi çok iyi korunmuş bir şekilde muhafaza etmektedir.
Yöre; yüzmek, dalmak ve diğer tüm su
sporları için adeta biçilmiş kaftandır.
Yöreyi yapacağınız bir gezi için
en rahat başlangıç noktası Üçağız'dır.
Üçagız'a otobüs veya özel otomobilinizle ulaşabilirsiniz.
Kaş-Demre yolunda Kaş'a 15 km kala ayrılan yola saparak Üçağız'a varırısınız.
Üçağız 400 nüfuslu bir balıkçı
köyüdür. Gece konaklamak için çeşitli seçenekler mevcuttur.
Onur Pansiyon denize sıfır konumu ve temizlik+konforuyla en uygun seçeneklerden biridir.
Köyün küçük -ve tek- caddesinde hediyelik eşya, kilim, takı vb satılan küçük dükkanlar mevcuttur.
Köyün içinde eski bir kalenin kalıntılarını görebilirsiniz.
Evler gerçekten oldukça eskidir;
bazıları hala Likya zamanındaki hallerini korurlar.
Köyün içinde ve hemen dışında Likya ve Roma devrine ait taş mezarlar yer alır.
Yüzyıllık geçmişi olan bu eserlerle içiiçe yaşamak, köy halkı için sıradan bir hal almıştır artık.
Üçağız'ın hemen yanında
Kaleköy
( tarihi
Simena ) yer alır.
Burada oldukça iyi korunmuş bir Ortaçağ kalesi bulunmaktadır.
Kalenin içinde küçük bir amfitiyatro vardır.
Kalenin manzarası mükemmeldir;
tüm çevreyi izlemek mümkündür. Kalenin hemen dışında iyi korunmuş Likya kaya mezarları ve
bir tapınağın lkalıntıları yer alır. Her iki köyde de misafirperver bir
atmosferle karşılaşacağınıza emin olabilirsiniz.
Ziyaretçilerin çoğu bu bölgeye
Batık
Şehir'i görmek üzere gelir. Burası Kekova adası üzerinde bulunan ve sulara gömülmüş
antik bir şehirdir. Küçük bir kayıkla Kekova adasının kıyılarından geçerken
kıyıda ve hemen altınızda, suyun dibindki şehrin kalıntılarını
izlersiniz.
Batık şehrin birkaç km ilerisinde
Tersane koyunu görmeden buradan ayrılmak olmaz.
Sevimli, küçük bir koydur Tersane. Sahilde eski bir kilise ve birçok evlerin kalıntıları
yer alır.
Üçagız'dan yaklaşık 30 dakikalık bir kayık yolculuğu
ile Aperlae, antik bir Likya şehrine gidebilirsiniz. Şehrin duvarları ve kapıları,
ayrıca bir kilisenin kalıntıları durmaktadır. Limanın kalıntıları
suya gömülmüştür; rıhtım ve diğer liman binalarını suyun altında görebilirsiniz.
Büyüleyici mavi renkteki suda yüzerek antik Aperlae şehrinin
kalıntıları arasında dolaşabilirsiniz.
Bir başka güzel koy, Burç
da Üçağız'dan kayıkla yarım saat uzaklıktadır. Bir yeraltı kaynağından soğuk tatlı su karışan
bu güzel koyda kendinizi turkuaz renkli sulara bırakıp
yüzmenin keyfini yaşayın. Hemen tepede koya bu ismi veren küçük bir kale yer alır.
Burç'un hemen yanında
Mavi Mağara yer alır. Küçük kayıklarla içine girebileceğiniz bu mağara
yaklaşık 20 m uzunluğundadır.
Mavi Mağara'nın hemen yanı
Gökkaya Körfezi'dir. Yüzme ve her türlü su sporları için eşsiz bir yerdir.
Dans etmekten hoşlanıyorsanız, geceyi buradaki diskoteklerden birinde geçirebilirsiniz.
Ancak unutmayın ki Gökkaya'ya karadan ulaşım yolu yok!!!
Üçağız'a en yakın diğer "büyük" yerleşim merkezleri Kaş ve Demre'dir.
Kaş, Likya kıyılarının en cezbedici yerlerinden biridir. Bir balıkçı kasabası olarak
orjinal atmosferini korumakla birlikte, birçok restoran, pansiyon, otel ve dükkanlarla gözde bir turizm beldesi haline gelmiştir.
Küçük bir marinası da mevcuttur.
Burada her türlü su sporunu yapabilirsiniz.
Biz özellikle scuba dalışını öneriyoruz. İlçenin ortasında bir Likya kaya mezarı
hala dimdik ayakta durmaktadır.
Demre, antik Myra, Noel Baba'nın yaşadığı yerin günümüzdeki adıdır.
Aya Nikola'nın 11. yy dan kalma kilisesinin kalıntılar görülmeye değer bir eserdir.
Antik Myra kenti kaya mezarları ile ünlüdür.
Bunların hemen yanında iy korunmuş bir Roma tiyatrosu vardır.
Antik Likya uygarlığına ilgi duyuyorsanız, buraya tıklayarak pek hoş bir siteyi ziyaret edebilirsiniz.