Psikoloji,olanaklı olduğu ölçüde,her yerde bilimsel yöntemlerden yararlanır.Psikologların ilgilendikleri konuların bir bölümü,yalnızca bilimsel yöntemlerin kullanılmasıyla anlaşılamamaktadır.Psikologların sıklıkla kullandıkları belli başlı yöntemler şunlardır:

Laboratuar Deneyleri : Bir kuramdan türetilen bir hipotez,hem kullanılan deneklerin seçiminde hem de incelenen değişkenlerin ölçümünde denetimli koşullarda test edilir. Bulgular yinelenebilir olmalıdır.Ancak gerçek yaşam ortamlarına genellenemeyebilir.
Alan Deneyleri : Hipotezler laboratuar dışında,daha doğal koşullarda test edilir.Ancak bu deneyler daha az denetimli,yinelenmesi güç olabilir ya da diğer ortamlara genellenemeyebilir.
Korelasyon Yöntemleri : Dikkat süresi ve okuma düzeyi gibi iki ya da daha fazla değişken arasındaki ilişkinin gücünün değerlendirilmesi yöntemidir.Bu,veri toplamadan çok bir veri çözümlemedir.
Davranış Gözlenmesi : İncelenecek olan davranış açık bir biçimde tanımlanmalı ve gözlem yöntemleri güvenilir olmalıdır.Gözlemler,ilgilenilen davranışın tam temsilcisi olmalıdır.
Olay Çalışması : Özellikle gelecekteki araştırmalar için düşünce kaynağı olarak ve farklı koşullar altında yeniden ve yeniden ortaya çıkan ayni davranışın ölçümü yöntemidir.
İfade ve Soru Formları Çalışmaları : Bunlar kişinin kendisine ilişkin bilgisine (ya da içebakışına) dayanan öznel veri sağlar.İyi bir test tasarımı ve testin çok sayıda örnekler üzerinde standartlaştırılmasıyla güvenilir sonuçlar verir.
Mülâkat ve Anket : Yeni düşünceler elde etmek ve psikoloğun ilgilendiği nüfusun tepkilerini örneklemede kullanılan bir yöntemdir.

Her bilim dayandırıldığı veri denli sağlam olabilir.Bu nedenle psikologlar,veri toplama, çözümleme ve yorumlama yöntemlerinde,istatistikleri kullanımlarında ve çözümlemelerinin sonuçlarının yorumunda nesnel olmak zorundadırlar.Aşağıdaki örnek,toplanan veri güvenilir ve geçerli olsa da,yorumlama biçemlerinde nasıl tuzakların doğabileceğini göstermektedir.
Eğer çocukları taciz edenlerin yüzde 90'ının çocukluklarında kendilerinin de taciz edildikleri rapor edilirse,çocukluklarında tacize uğrayan kişilerin büyük çoğunluğunun ileride çocuk istismarcısı olacağını varsaymak kolay bir sonuçtur.(Gerçekten de bu tür sonuçlara dayandırılmış suçlamalar medyada sık sık yer almaktadır.)Oysa ki,verilen bilgiden yöntemli ve ussal bir yorum çıkarılmamaktadır.ABD ve Kanada'da konuya değgin yoğun deneylerde varılan sonuç,çocukluklarında tacize uğrayan kişilerin büyük çoğunluğunun,tam aksine bir davranış içinde oldukları yönündedir.
Bu nedenle,psikologların araştırmacı olarak verilerini yanlış anlaşılmaya olanak vermeyecek biçimde nesnel olarak nasıl sunacakları ve kendilerine rapor edilen olgu ve rakamları nasıl yorumlayacakları önemli bir bilimsel yönelim gerektirmektedir.

Psikolojinin Dalları bölümüne geçmek için tıklayınız

Menü