SEN BENİM HİÇBİR ŞEYİMSİN

 

Sen benim hiçbir şeyimsin

Yazdıklarımdan çok daha az

Hiç kimse misin bilmem ki nesin

Lüzumundan fazla beyaz

Sen benim hiçbir şeyimsin

Varlıgın yokluğun anlasılmaz

Galiba eski liman üzerindesin

Nasıl karanlıgıma bir yıldız olmak

Dudaklarınla cama cizdigin

En fazla sonbahar otellerinde

Üniversiteli bir kız uykusu bulmak

Yalnızlıgı olduresiye çirkin

Sabaha karsı olduresiye korkak

Kulagı çabucak telefon zillerinde

Sen benim hiçbir şeyimsin

hiçbir sevişmek yasamisligim

Henüz bos bir roman sahi fesinde

Hiç kimse misin bilmem ki nesin

Ne çok cıglıkların silemediği

Zaten yok bir tren penceresinde

Sen benim hiçbir şeyimsin

Yabancı bir sarkı gibi yarim

Yağmurlu bir agac gibi ıslak

Hiç kimse misin bilmem ki nesin

Uykumun arasında çağırdığım

Çocukluk sesinle ağlayarak

Sen benim hiçbir şeyimsin

 

Atilla İLHAN

 

Yazardan:

Şiirin ilginç bir oykusu var: O yillarda özellikle Izmir'de, bazi genç kizlar, telefonla beni arardi. Kimisi adini verir, kimisi vermez. Bazisiyla Kulturpark'ta ya da Karsiyaka'daki bir deniz kahvesinde buluşuruz, soylesiriz. Bazisi 'meçhul' kalmayi yegler, sadece telefonla soylesir. Şiir iste bu sonuncu türden bir ilişkinin etkisiyle yazildi. Kim oldugunu hala bilmediğim o genç kız, en çok da geceleri beni arar, sıcak, biraz kırık sesiyle dakikalarca konuşurdu. Ben de konuşurdum elbet. Allah bilir ona neler anlatırdım. Derken, donup dolasıp onun benim neyim olduğu sorusuna takıldık, sıcak bir yaz aksamı gibi hatırlıyorum, sen dedim benim hiçbir şeyimsin. Sonra bu yeni Şiirin ilk mısrası oldu. Bitirip ona okuduğumda adamakıllı iclendigini hatırlıyorum. Kimdi dersiniz?

 

 

 

[şiir sayfasına geri dön]

[ana sayfaya geri dön]