ODUNCU ile BALTASI

Bir oduncu, bir sabah uyandığı zaman, baltasının kulübesinde kaybolduğunu görmüş. Ailesini, bu baltayla kestiği odunları satarak geçindirdiği için, sonsuz bir üzüntüye kapılmış. Başka balta alacak parası da olmadığı için ağlamaya ve Allaha yalvarmaya başlamış:

-Allahım!.. Nedir bu başıma gelenler?.. Baltam olmayınca ailemi geçindirecek parayı nasıl kazanabilirim?..

Bu günden sonra hepimiz aç kalacağız!..

Allah oduncuya acımış. Meleklerinden birini yardımına göndermiş.

İnsan kıyafetinde olan Melek, baltasını arayan oduncunun yanına gitmiş. Tatlı bir sesle:

-Ne arıyorsun? Diye sormuş. Bir şey mi kaybettin?

Oduncu ağlayarak, başına gelenleri anlatmış. Melek, gülümseyerek:

-Bu kadar basit bir mesele için, koskaca adam ağlarmı? Demiş. Ben sana kaybettiğin baltadan daha iyisini veririm!..

Melek, böyle söyleyerek, oduncuya altın saplı bir balta uzatmış. Baltaya dikkatle bakan oduncu başını iki yana salladıktan sonra:

-Bu benim baltam değil! Diye cevap vermiş. İstemem bunu!...

Melek, bu sözlerden sonra, gümüş saplı bir balta uzatmış. Oduncu, bunu da istememiş. En sonunda Melek, oduncunun kaybettiğine benzeyen, tahta saplı bir balta uzatmış. Bu sefer oduncu, memmun bir sesle:

-İşte bu, benim baltama benziyor! Demiş ve baltayı almış..

melek, adamın dürüstlüğüne hayran kalarak, diğer iki baltayı da hediye etmiş. Oduncu, bu hediyeleri memmuniyetle kabul etmiş.

Bu olay, bütün ülkede yayılmış. Altın ve gümüş saplı bir baltaya sahip olup, kısa zamanda ve kısa yoldan zengin olmayı tasarlayan ülkenin oduncuları, baltalarını evlerinin bir köşesine sakladıktan sonra ağlamaya ve Allaha yalvarmaya başlamışlar. Fakat hiçbirisi, altın veya gümüş saplı baltaya sahip olamamış.

"Allah doğruluktan ayrılmayanların yardımcısıdır"