KARLI KAYIN ORMANINDA
karlı kayın ormanında
yürüyorum geceleyin
efkarlıyım, efkarlıyım,
elini ver, nerde elin?
***
ayışığıi renginde kar,
keçe çizmelerim agır.
içimde çalınan ıslık
beni nereye çağırır?
***
memleket mi, yıldızlar mı,
gençliğim mi daha uzak?
kayınların arasında
bir pencere, sarı, sıcak.
***
ben ordan geçerken biri:
"Amca, dese, gir içeri."
girip yerden selamlasam
hane içindekileri.
***
eski takvim hesabıyla
bu sabah başladı bahar.
geri geldi Memed'ime
yolladığım oyuncaklar.
***
kurulmamış zemberegi
küskün duruyor kamyonet,
yüzdüremedi legende beyaz kotrasını Memet.
***
kar tertemiz, kar kabarık,
yürüyorum yumuşacık.
dün gece on bir buçukta
ölmüş Berut, tanışırdık.
***
bende boz bir halısı var
bir de kitabı, imzalı.
elden ele geçer kitap,
daha yüz yıl yaşar hali.
***
yedi tepeli şehrimde
bıraktım gonca gülümü.
ne ölümden korkmak ayıp,
ne de düşünmek ölümü.
***
en acayip gücümüzdür,
kahramanlıktır yaşamak:
öleceğimizi bilip
öleceğimizi mutlak.
***
memleket mi, daha uzak,
gençliğim mi, yıldızlar mı?
bayramoğlu, bayramoğlu,
ölümden öte köy var mı?
***
geceleyin, karlı kayın
ormanında yürüyorum,
karanlıkta etrafımı
gündüz gibi görüyorum.
***
şimdi şurdan saptım mıydı,
sose, trenyolu, ova.
yirmi beş kilometreden
pırıl pırıldır Moskova...
Nazım HİKMET