Nasılsın?

Nasılsın bebek?

Sana nasılsın demek…

Kızılca sabahlarda, yeryıldızlarını savurmak denize karşı

Sana nasılsın demek

İyi olmadığını bilmek

Eskimiş limanlarda dümeni kırık gemiler görmek

Tayfasız ve ıssız

Nasılsın bebek, sana nasılsın demek

Bir cuma gecesi ansızın karşılaşmak

Yanlızlık üzre

Ve buluşmak orta yerdetüm kalabalığa karşı

Nasılsın bebek nasılsın?

Sana nasılsın demek

İyi olduğunu bilmek

Gülüşünde bir unutuşu görmek sevdada boğulan

Mavi diplerde görmek bir eflatun altın koza

Tutmak ipeksi bir tarafında

Sökmek ilmek ilmek; örmek düğüm düğüm sevdalı

 

 

Nasılsın bebek?

İyiyim bebek iyiyim…..

Aynaya baktığımda seni gördüğümden beri iyiyim

Sana iyiyim demek

Seninle büyümek sende büyümek

Kucağına ağır gelen yüreğine bürünmek

Isınmak orda tüm soğuklara karşı

Erimek bir potada uçmak güneşlere

Eritmek tüm savaşları doğurmak aşkı

Denize maviye sürgün ve sarhoş istridyelere karışmak

İyiyim bebek iyiyim…

Sana iyiyim demek korkulanaı söylemek

İnanmak sınırsız ve yaşamak yalansız

İyiyim bebek iyiyim

Kanatlarını çırp artık hızla şevkle güneşe karşı

Güneş eritecek

Yok olacak sesi kanat çırpınmalarının

Işıltılar dökülecek insanlar üstüne

Bilmeyecekler… bu ışıltılı toz bir kelebeğin son çırpınışları

Bilmeyecekler…yaşarcasına ölmeni ölürcesine yaşamanın kırıntıları

Bileceğim bebek bileceğim….

Bebeğime diyeceğim

Bu toz ki eflatun altın, kanat izleri bir sevgi böceğinin

Yaşama sevdalı, ölüme nişanlı, sonsuzlukla evli

Tek başına bir anlam şimdi

Diyeceğim bebek diyeceğim

Bir zamanlar bir kelebek vardı

Dokunduğu her yerde bir gül açar

Bir kapı açılır, bir pencere kanardı

Tek derdi bir iz bırakmaktı

Altın eflatun bir iz

Bir iz ki……..

Hatırlanası………

 

Nurcan GÜZEL

 

 

[geri]

[şiir sayfasına geri dön]

[ana sayfaya geri dön]