SUDAKİ İZ
AHMET ALTAN
ISBN 975-510-343-0
247 Sayfa ,2. Hamur
"İlk yazılarımın yayımlanmaya başlamasından itibaren birçok suçlamayla karşılaştım. Müstehcenlikle, devlet düşmanlığıyla, döneklikle, komünistlikle, dinsizlikle, yozlanmışlıkla suçlandım durdum. Mahkemelerde, gazete sütunlarında, içki sohbetlerinde, edebiyat dergilerinde, broşürlerde, sağcı toplantılarda, solcu tartışmalarda yargılandım. Galiba her seferinde de mahkum oldum.
Herkes bir başka nedenden beni yargılayıp mahkum ediyordu, ama bütün bu değişik kesimlerin vardığı sonuç ortaktı: cezalandırılmam gerekiyordu.
Sağcıların, solcuların ve devletin şaşırtıcı bir ortaklık ve görüş birliğiyle hakkımda verdikleri mahkumiyet kararı, Sudaki İz romanında billurlaşıp somutlaştı. Solcularla sağcılar bir arada suçladılar, devlet ve iktidar da son darbeyi vurup, kitabımı mahkum ederek yaktı.
Birçok insanı, zindanlarda, sürgünlerde, darağaçlarında kavuran bir büyük cehennemden fışkıran o katranlı kıvılcımlardan bir avucu da benim kitabımın üstüne düşüp kavurdu geçti. İnsanları suçlamak için haykırarak birbirlerini çiğneyenler, her konuda fikir söylemek için yarışanlar, başka kitaplarla birlikte benim kitabım da yakılırken belki de alevlerden gözleri kamaştığından, suskunlaşıp sessizleştiler.
Genellikle bağırıp çağırmaktan hoşlanmayan, çoğunu hiç tanımadığım, görmediğim dostlarımız, her zaman olduğu gibi bir belaya direnebilmemiz için bize omuz verdiler.
Ve biraz da onların sayesinde Erdal Öz, ben ve Sudaki İz, loş adliye koridorlarından, bizi bekleyen yakıcı bir karara doğru boynumuzu dik tutmaya çalışarak yürüdük.
Bu olayda benim payıma acı düştü. Bunun için, her şeye rağmen mutluyum. Bir kitabı yakanların, bir kitabın yakılması için yolu açanların, bir kitabın yakılmasını sessizce seyredenlerin payına düşen utanç benim üstüme düşseydi, sanırım acıyı taşıyabildiğim kadar kolay taşıyamazdım.
Doğrusu, kitap yakan bir toplumun suç ortaklarından olmaktansa kitabı yakılan bir yazar olmayı yeğlerdim. Dün de bunu yeğlerdim, bugün de bunu yeğliyorum, yarın da bunu yeğleyeceğim. Kitapların yakıldığı bir toplumda, yazı yazan bir insana, cellatlar korosunun bir parçası olmaktansa suçlu olmanın daha çok yakışacağına inanıyorum çünkü.
Sudaki İz uzun yıllardan beri yasak. Sessiz bir ölü.
Sudaki İz'i yaşatmanın bir tek yolu vardı: kitabı yaralamak. Ben de öyle yaptım. Bu kitabın bazı paragraflarını kendi elimle karalayıp kendi yazdığım kitabı kendim yaraladım.
Elinizde yaralı bir kitap var şimdi.
Bunu yaptığım için belki de kimse suçlamayacak beni.
Ama bence, ilk kez gerçekten şimdi suç işliyorum. Bir kitabı yaralıyorum.
Ne yazık ki, kitabımı yaşatabilmek için bu korkunç suçu işlemekten başka hiçbir çarem yok."
Ahmet Altan
BU KİTABIN YASAKLANMASINA SEBEP OLAN BÖLÜMLERİ OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ....