Haber : Mahkumlar tünel
kazarak kaçar. R .M. : Mahkumlar kaçmak için mi tünel kazdılar? ****************** Haber : Bir okul müdürü cinsel tacizle suçlanır. R. M. : Sen benim sözümü bile kestiğine göre kimbilir daha neler yapmışsındır? ********************* Haber : Harika Avcı kürtaj yaptırmıştır. R.M. : Peki, Bebek şimdi nerede? ******************************* Alpaslan Türkeş'in cenaze töreninin olduğu gün sevgili Reha Muhtar ShowHaber'de şöyle konuşur: - Cenaze töreninde sayıları onbinin üzerinde yedibin güvenlik görevlisi vardı. ******************************** Reha Muhtar karısını boğarak öldüren adamı programına çıkarıyor. İlk sözü: - Efenim, başınız sağolsun... *************************** Reha Muhtar anlamakta bazen güçlük çeker: - Doğuştan kör olduğunuzu anladım da beyefendi, küçükken de gözleriniz görmüyor muydu onu soruyorum? ************************************** Reha Muhtar, canlı yayında Şerafettin Bey'le konuşuyor. - Sayın Şerafettin Bey kardeşim, siz orada var mıydınız, yok muydunuz, efenim? - Yoktum. - Yoktum diyorsunuz. - Yoktum diyorum. - Bak Şerafettin sana bir daha soruyorum. Var mıydın, yok muydun? - Valla billa yoktum. - Yemin etmenize gerek yok efendim, size inanıyoruz. Var mıydın, yok muydun? - Vardım efendim.. - Peki Şerafettin siz demin yoktum diyordun, şimdi vardım diyorsunuz. Bu nasıl iş kardeşim? - Yoktum dedim inanmadınız, ne yapayım? - Ne yapacağınızı ben bilemem efendim. Orasını sen düşün. Var mıydın, yok muydunuz? - Hatırlamıyorum. - Hatırlayınız efendim. Bak bir filmimiz var sizinle ilgili. Onu birlikte izleyelim, sonra sana soracağım. Araya söz konusu film giriyor. Bir muhabir kapıyı kırıp Şerafettin'in evine giriyor ve kibarca, gizli kamera (!!) ile çekim yapmak için izin istiyor. Şerafettin Bey izin vermiyor tabii. Bunun üzerine kameraman dinlemiyor, çekimlerini yapıp gidiyor. Yine Reha Muhtar geliyor görüntüye: - Filmimizi izlediniz, Şerafettin Bey. Şimdi ne diyorsunuz? - Galiba varmışım. - Galiba ile olmaz efendim, emin misiniz? - Eminim. - Öyleyse eminsiniz yani. - Evet efendim, eminim. - Şerafettin Bey eminim diyorsunuz ama pek emin görünmüyorsunuz.. ******************************* - Sayın Hamdi Bey iyi akşamlar efendim. Sizin adınız Hamdi midir, efendim? - Evet Hamdi'dir, Reha Bey.. - Hamdi diyorsun. - Hamdi diyorum çünkü nüfus kağıdımda öyle yazıyor. - Ben nüfus kağıdınızı sormuyorum efendim. Sana soruyorum: Sizin sahte olmayan isminiz nedir? - Hamdi. - Nasıl yazılıyor? - He, a, me, de, i şeklinde.. - Yani sahte olmayan isminiz Hamdi diyorsunuz. Peki sahte olan isminiz hangisi? - Benim sahte olan bir ismim yok! - Ama demin sahte olmayan ismim Hamdi dediniz. Demek ki bir de sahte isminiz var. Size Yeşil diyorlar efendim. Siz Yeşil misiniz? - Hayır Yeşil değilim. - Öyleyse size niye Yeşil diyorlar? - Bana Yeşil demiyorlar. Hamdi diyorlar.
- Yani inkar ediyorsunuz. Sükut ikrardan gelir Hamdi. - Ben sükut etmiyorum, konuşuyorum ve Yeşil değilim diyorum. - Yeşil değilim dediniz ama mosmor oldunuz. Bak şimdi de kızarıyorsun. Niye sarardın Hamdi? - Sarardım çünkü ben Tanrı'nın oğluyum. Her renge girerim. - Ne oldu Hamdi Bey? Bir tuhaf konuşuyorsunuz. - Galiba delirdim. Bana bir doktor lütfen! - Geçmiş olsun, Hamdi Bey. Size acil şifalar diliyorum. Iyi akşamlar efendim. ************************************ - Efenim, bir gün daha böyle geçti, efenim. - İyi günler, Türkiye! - Her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan.. *************************************** |