N S - Periyodu Olmayan Periyodik Dergi
Gelgelelim TV’lerde ara sıra çok eğlendirici durumlarla karşılaştığımız da oluyor.Bir gece, ilginç birşey var mı diye “zapping” yaparken, bir de ne göreyim?Dinci kanalların birinde bizim, daha doğrusu “eskiden bizden olan” Çetin Altan.Karşısında da saçları ortadan ayrılmış; sakalsız ama şeriata uygun bıyığı olan dinci bir genç.Çetin Altan’ın ağzından sözcükler sel suları gibi durmaksızın aktığından, dinci genç bir şey sormak fırsatını pek bulamıyor.”Eskiden bizden olanın” şimdi yazılarını yayınladığı gazeteyi pek okumadığım için”bakalım neler söylüyor bu” dedim kendi kendime.Ve üyesi olduğum Türkiye İşçi Partisi'nin eski şanlı günleri aklıma geldi.”Çetin Altan acaba bugün ne dedi?” merakı içinde olduğum için gazeteyi elime alınca, manşetlere göz atmadan önce onun yazdığını okurdum.Makaleleri yalnız biz solcuları değil, herkesi etkilerdi.Örneğin, Genco Erkal emekli bahriye subayı babasının artık solcu olduğunu bana bildirmişti.”Ne solcusu?” diye sorduğumda, “Çetin Altan solcusu” diye yanıt vermişti.Çetin Altan söz alınca toplantı yaptığımız alanlar, gol atıldıkça seyircilerin coştuğu futbol sahalarına dönerdi... Milletvekiliyken TBMM’inde linç edilmesine ramak kalmıştı.Bütün bunları ve bir yığın başka şeyi anımsadım.

Gelgelelim, bu anılara dalmaya pek vakit bulamadım; çünkü “eskiden bizden olan” şaşırtıcı laflar ediyordu.Dinci olmadan önce, Necip Fazıl Kısakürek’in çok iyi bir şair olduğunu söylüyordu.Onun eski şiirlerinden “Kadın Bacakları”nı ayrıca sevdiğini anlatıyor ve tam anlamıyla erotik olan bu şiiri, dinci bir kanalda ezbere söylemeye başlıyordu.

Karşısındaki şeriatçı genç, alı al moru mordu.Çetin’i susturmanın yolu yoktu.Dudakları titreyen delikanlı neredeyse fenalık geçiriyordu.Derken TV’de bugüne değin görülmedik bir olayla karşılaştım:Durup dururken klasik Batı müziği çalmaya başladı.Amaç, süper-mürşit’in erotik şiirini duyulamaz hale getirmekti.Ama hiç mi hiç mümkün değildi bu.Çünkü orkestranın müziği yükseldikçe, “eskiden bizden olanın” sesi de yükseliyordu.Gene duyuluyor, gene duyuluyordu.Necip Fazıl’ın erotik şiirinin on altı dizesini, bangır bangır bağırarak sonuna kadar okudu.

KADIN BACAKLARI

Her kadının bastığı yerde sanki kalbim var

Kalbim ki vahşi bir zevk alır ezilişinden

Bir kadının içinden ağlayışı, gülüşü,

Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın.

Bir lisandır onların duruşu, bükülüşü

Kadınlar!Onlar varken konuşmayınız sakın.

İnce sütunlardaki ilahi güzelliğe

Bacakların ruhudur şekil veren diyorum

Bacakları bir kalın örtüde saklı diye

Mermerde kalbi çarpan Venüs’ü sevmiyorum

Ömrümüzün geçtiği yolda, bana sorsalar

Gidiyorum bir kadın bacağının peşinden.

Boynuma doladığım güzel putu görseler.

İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını

Kör olsam da açılır gözüm, ona sürseler

İsa’nın eli diye bir kadın bacağını

Ben de, keyifli kahkahalar atarak onu dinlerken, “eskiden bizden olanın” hala birazcık bizden olduğunu anladım.

(…)

Mina URGAN, Bir Dinozorun Anıları