SANTRAL SİNİR SİSTEMİ
TÜMÖRLERİ
Prof.Dr.Yücel
PAK-GATA Radyasyon Onkolojisi
ADÜLT -BEYİN TÜMÖRLERİ:
Beyin
çok değişik dokulardan oluşmaktadır. Bu nedenle beyinden çıkan tümörler ve
bunların tedavileri değişiklik
göstermektedir. Primer beyin tümörlerinin prognozu histolojik tip, grade,
postoperatif tümör büyüklüğü, tümörün genişliği, hastanın yaşı, performans
durumu, semptomların süresi ile tayin edilir(1,2). Bu tümörler ya sadece
cerrahi, ya cerrahi ve postoperatif radyoterapi,yada cerrahi-radyoterapi kemoterapi
ile veya sadece radyoterapi ile tedavi edilirler(3).
Kaynaklar :
1.
Levin VA,
Leibel SA, Gutin PH: Neoplasms of the central nervous system. In: DeVita VT Jr,
Hellman S, Rosenberg SA, eds.: Cancer: Principles and Practice of Oncology.
Philadelphia, Pa: Lippincott-Raven Publishers, 5th ed., 1997, pp 2022-2082.
2.
Mahaley MS, Mettlin C, Natarajan N, et
al.: National survey of patterns of care for brain-tumor patients. Journal of
Neurosurgery 71(6): 826-836, 1989.
3. Surawicz TS, Davis F, Freels S, et al.: Brain tumor survival; results from the National Cancer Data Base. Journal of Neuro-Oncology 40(2): 151-160, 1998.
SSS(santral
sinir sistemi) dışından beyine olan metastaz, SSS’ den olandan çok daha
sıktır.En çok akciğer, meme , melanoma ve böbrekten metastaz oluşur.Tek lezyon
olabildiği gibi genellikle multipldir .Nazofarenks kanserlerinde direkt yayılım
oluşabilir ve kranyal sinirlere veya
kafa kaidesinde foramene doğru olur.Özellikle lösemi, lenfoma ,küçük
hücreli akciğer kanseri,meme kanseri ve medulloblastoma ,epandimal glioma,
primer beyin lenfoması gibi primer beyin tümörlerinde metastatik meningeal
tutulum görülebilir. Primer beyin tümörleri
çıkış dokularına göre aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir(1):
ÇIKIŞ
DOKUSU HİSTOPATOLOJİ:
Glial
veya Astrositik elemanlar Astrositomalar (Noninfiltre astrositomalar
,
iyi-diferansiye
hafif ve orta derece anaplastik astrositoma, Anaplastik astrositoma
Glioblastoma
multiforme),
Epandimomalar ( iyi-diferansiye
ependimoma , Anaplastik
ependimoma, Ependimoblastoma)
Oligodendrogliomalar (iyi-diferansiye
oligodendroglioma , Anaplastik oligodendroglioma)
Araknoid
Pia Meningiomalar(
Meningioma,Malign meningioma
)
Kranial
sinirlerin Schwann hücreleri Schwannoma,Nörilemmoma
Kan
damarları Anjiyoblastoma
Ratke kesesi
artıkları Kraniofarengioma
Nöroendokrin
doku Hipofiz
Adenomu
Konnektif
doku Primer
beyin Sarkomu
Lenfatik
doku Lenfoma
Notekord
kalıntısı Kordoma
Embriyonel
hücre kalıntısı Pineoloma,Disgerminoma.
Kaynaklar:
1. Kleihues
P, Burger PC, Scheithauer BW, et al.: Histological typing of tumours of the
central nervous system. Berlin: Springer-Verlag, 2nd ed., 1993.
Yayılımlar:
Primer Tümör
(T):
Beyinin primer tümörleri beyinin herhangibir yeri
veya dokusunda bir yoğunluk artışı veya bazen de kistik şekilde
gelişirler.Başlangıçta küçüktürler ve bulgu vermezler.Bunlarda semptomların
çıkışı genellikle sinsidir . Tümör
büyüdükçe bulgu vermeye başlar, semptomlar ise tümörün yerleşim bölgesine göre
değişir.Semptomların gelişmesi kitlenin büyüme kinetiği ile değişir. Başağrısı
sıklıkla görülür, sabahları daha fazladır.Tümör büyüdüğünde çevresindeki ödem
ve kitle etkisiyle intrakranyal basınç
artışına bağlı bulgulara neden olur.
Hastaların % 25 inde papil ödemi vardır.Çift taraflı sağırlık akustik
nörinomayı düşündürür. Endokrin tümörlerinde hiperfonksiyon veya hipofonksiyon
belirtileri ortaya çıkar. Mesela prolaktinomalı hastalarda impotans
gelişebilir. Diğer sendromlar Galaktoamenore, Cushing, gigantizm, akromegali
belirtileridir.
Tümör basısına bağlı belirtiler tümörün yerleşimini
göre değişik nörolojik ve psikolojik bozukluk şeklindedir.Motor bölgede
yerleşen tümörler genellikle hemiparazi, hemipleji,şeklinde bulgu verirken
serebellumda yerleşenler denge ve
koordinasyon bozukluğuna sebep olurlar.
Frontal bölgede yerleşenler hafıza ve kişilik ile ilgili bozukluklara
neden olur.İnfratentorial tümörler obstrüktif hidrosefali, serebeller
disfonksiyon, ve kranial sinirler ile ilgili bulgu verirler.Hipofiz tümörleri
optik kiazmaya bası yaparak görme bozukluğuna sebep olurlar.
b.
Nodal yayılım(N) İntrakranyal tümörlerde
lenfatik yolla yayılım hemen hemen hiç görülmez.
c.
Uzak
Metastaz(M): Beyin tümörleri kan yoluyla nadiren ekstrakranyal metastaz yapar.
d.
İmplantasyon metastazı : BOS ile ilişkili yerleşim
gösteren bazı tümörler (Medullablastoma, Epandimoma, germinoma v.b.)
implantasyon metastazı yaparlar.Metastazlar medulla spinalisin herhangibir
bölümüne olabilir(1,2).
Kaynaklar:
1. Levin
VA, Leibel SA, Gutin PH: Neoplasms of the central nervous system. In: DeVita VT
Jr, Hellman S, Rosenberg SA, eds.: Cancer: Principles and Practice of Oncology.
Philadelphia, Pa: Lippincott-Raven Publishers, 5th ed., 1997, pp 2022-2082.
2.Nakasu
S, Nakasu Y, Nakajima M, et al.: Preoperative identification of meningiomas
that are highly likely to recur. Journal of Neurosurgery 90(3): 455-462, 1999.
EVRELEME:
TNM evrelemesi önerilmiştir.Fakat klinik kullanımı
fazla değildir.
TANI ve EVRELEME ÇALIŞMALARI:
1.Nörolojik muayene
2.Radyolojik incelemeler:a).BBT.,b)..MRI
c).Diğer:Arteriografi,rutin kranyografi vb.). d)Radyoizotop sintigrafisi.
3.Tümör marker’lar ve hormonal incelemeler.
TEDAVİ:
Cerrahi
Tedavi:Tüm
beyin tümörlerinin tedavisinde cerrahi yaklaşım gereklidir. Bu yaklaşım en az biyopsi
amacıyla olduğu gibi dekompresyon veya tümörün total, subtotal çıkartılmasını
hedefler. Ancak bazı tümörlerde değil
tümörü çıkarmak, biyopsi dahi yapılamayabilir.
Radyoterapi: Beyin tümörlerinde cerrahi bir çok hastada yetersiz
kalması nedeniyle radyoterapi tümörlerin tedavisinde önemli yer oynar.
Tedaviler küratif veya palyatif amaçlı olarak cerrahi ve kombine olarak
uygulanır.
Kemoterapi: Yeni bir çok kemoterapötik ajan
geliştirilmesine rağmen henüz beyin tümörlerinde kullanılan etkin bir kemoterapötik
yoktur. Bu amaçla BCNU,CCNU gibi ilaçlar kullanılmaktadır.Bu 3 modalitenin de
kullanıldığı tümörlerde kür sağlananlar azdır.
Gliomalar tümörleri beyin tümörlerinin %50 sini teşkil
etmekte ve Kernohan’ın Grade’leme sitemine göre (I-IV) klasik olarak
karekterize edilirler. Anaplastik astrositoma ile Glioblastoma Multiforme(GBM)
arasındaki ayırım başlıca mikroskobik olarak GBM deki nekroz bulunuşu esasına
dayanır.
DÜŞÜK GRADE GLİOMALAR
(Adult Non-infiltre ASROSİTOMALAR)
Juvenil pilositik ve
subependimal astrocytoma 1 sıklıkla kürabıldır.Standart tedavi total
rezeksiyon yapılırsa sadece cerrahidir.Bilinen veya şüpheli rezidüel tümör
varsa postoperatif radyoterapi uygulanır (2).Tüm çıkartılmış lezyonlarda düşük
Grade gliomaları hastalarda postoperatif radyoterapinin hastalıksız dönemi
uzattığı gösterilmiştir. Bu teknikte hastalıklı bölgedeki beyin dokusununa
4000-5000 rad tümör dozu verildikten sonra tümörün lokalize olduğu yere
500-1500 rad T.D. küçültülmüş alandan verilir. Bu tedavi 5-7 hafta civarında
tamamlanır. Bu yöntemle tedavide tam çıkarılmamış Grade I Astrositromalarda
%60, Grade II Astromalarda %25 oranda sürvi beklenir. Grade I serebellar
Astrositomalarda total çıkarılsa adjuvan radyoterapi yapılmasa bile %85 oranda
10 yıl sürvi verilebilir.Devam eden klinik çalışmalarda nükste reoperasyon ve
radyoterapi yapılmamışsa radyoterapi önerilir.Radyoterapi alan hastalarda
nitrozüre-bazlı kemoterapi ve klinik çalışma olarak yeni ilaçlar ve biyolojik
cevap modifiyerleri araştırılmaktadır.
References:
1. Wallner
KE, Gonzales MF, Edwards MS, et al.: Treatment results of juvenile pilocytic
astrocytoma. Journal of Neurosurgery 69(2): 171-176, 1988.
Adult İyi Diferansiye Hafif ve Orta derecede Anaplastik Astrositomalar daha az kürabıldır.Standart tedavi bazı tartışmalar olmakla birlikte cerrrahiye ilave radyoterapidir.35 yaşın altında tümörü tomografide kontrast tutmayan hastalarda sadece cerrahi yapılabilir(1).Tam çıkarılamıyan tümörlerde radyoterapi ile birlikte veya olmaksızın kemoterapi verilmesi konusunda klinik çalışma vardır(1).Diğer çalışmalar ise nüks çıkıncaya kadar radyoterapinin geciktirilmesi ve yüksek doz yada düşük doz radyoterapi verilmesidir.
References:
1. Shaw
EG, Daumas-Duport C, Scheithauer BW, et al.: Radiation therapy in the
management of low-grade supratentorial astrocytomas. Journal of Neurosurgery
70(6): 853-861, 1989.
Adült Anaplastik
Astrositomalar daha yüksek grade’lidir ve kür düşüktür (1). Standart tedavi
Cerrahiye ilave radyoterapidir.Diğer standart uygulama buna kemoterapi
eklenmesidir(2-4).Tedavi için devam eden klinik çalışmalar ise hiperfraksiyone
radyoterapi,akselere radyoterapi,stereotaktik
radyocerrahi,radyosensitizer,hipertermi,interstisyer brakiterapi, intraoperatif
radyoterapi ve yeni ilaçlar,ya da radyoterapiden sonra biyolojik cevap
artırıcılardır(5-8).Kooperatif grup çalışmalarında kemoradyoterapi ile
hiperfraksiyone radyoterapi ya da brakiterapi ile eksternal radyoterapi
kombinasyonu araştırılmaktadır. Cerrahi sırasında Carmustin(BCNU) içeren
polimer implante edilmesi denenmektedir(9,10).
Kaynaklar:
1.
Nelson DF, Nelson JS, Davis DR, et
al.: Survival and prognosis of patients with astrocytoma with atypical or
anaplastic features. Journal of Neuro-Oncology 3(2): 99-103, 1985.
ANAPLASTİK FOKAL ASTROSİTOMA/GLİOBLASTO MA MULTİ FOR ME
(GBM)
Rezeksiyon
direkt olarak bu hastalardaki sürviyle ilişkilidir. Radyosensitive ve/veya
kemoterapiyle kombine edildiğinde dahi postoperatif radyoterapi palyatif kabul
edilir. Hayatın uzunluğu yıldan çok ay ile ölçülür. Yaş ve başlangıçtaki
davranış durumu önemli prognostik faktörüdr. Standart radyoterapi ;bütün beyine
6-7 haftada 6000-7000 rad verilmesidir. Daha küçük alanlardan verilmesi BT’yi
tedavi planlamasında kullanarak araştırılmaktadır. AAF’li hastalarda Agressiv
multi model terapi ortalama 27 ay sürviye yol açar ve 5 yıllık sürvi %10-%20
arasındadır.
Adult Glioblastoma
Multiforme’ de standart lokal tedavilerle
kür çok azdır.Standart tedavi cerrahi sonrası radyoterapi ya da buna
kemoterapi eklenmesidir(1,2).GBM’li hastalarda bu uygulama ile median sürvi 8
aya çıkıbilir. 5 yıl yaşayan esasında yoktur. Bu kötü gidişli hastalıkta
sürviyi iyileştirmek için yapılan araştırmalar ;yüksek LET li radyasyon
hipoksik hücre sensitizerleri, selektif intraarterial enfüzyon şeklide
kombinasyon kemoterapisi , intersitisyel brakiterapi ve hipertermi,eksternal
radyoterapi ile birlikte intraoperatif radyoterapi(3-6) Cooperative Grup
çalışması olan hiperfraksiyonla
interstisyel radyoterapi kombinasyonu (7) ve cerrahi esnasında BCNU içeren
polimer implantasyonu (8,9) metotlarını kapsamaktadır.
Kaynaklar:
1.
Shapiro WR: Therapy of adult
malignant brain tumors: what have the clinical trials taught us? Seminars in
Oncology 13(1): 38-45, 1986.
ADULT OLİGODENDROGLİOMA
Adult iyi
Diferansiye Oligodendroglioma’ların davranışları hafif ve orta derecede iyi
diferansiye anaplastik astrositomalara
benzer.Bu gliomatöz tümör geç nüks edileri ve yavaş gelişmeleri ile
karakterizedirler. Sık sık yüksek grade Astrositoma elamanlarıyla mixt şeklinde
görülebilir.Standart tedavisi bazı çelişkiler olmakla birlikte Cerrahiye ilave
radyoterapidir.Ancak bazıları 45 yaşından gençlerde tomografide kontrast
tutmayanlarda sadece cerrahiyi yeterli bulmaktadır(1).Devam eden klinik
çalışmalar inkomplet rezeksiyonda lokal tedaviye radyoterapi ile kemoterapi
eklenmesi üzerinedir.Postoperatif radyoterapi ,eklenmesi 5 yıl sürviyi yaklaşık
olarak sadece cerrahi ile tedavi edilenlerdeki miktarın iki katına çıkarak %80
‘e ulaşır.Geç dönem nüksü görüldüğünde 10 yıllık sadece %30 olmaktadır.
Kaynaklar:
1.
Salazar OM, Castro-Vita H, Van Houtte
P, et al.: Improved survival in cases of intracranial ependymoma after
radiation therapy: late report and recommendations. Journal of Neurosurgery
59(4): 652-659, 1983.
Adult Anaplastik Oligodendrogliomalar daha yüksek grade’li olup standart lokal tedaviyle kür oranı daha düşüktür(1).Standart tedavi cerrahi sonrası radyoterapidir (2-5).Diğer seçenek buna kemoterapi eklenmesidir(6). Devam eden araştırmalarda kür beklenmiyen veya tümörü çıkarılamıyanlarda interstisyel brakiterapi, radyosensitizer,hipertermi,eksternal radyoterapiyle birlikte intraoperatif radyoterapileri içermektedir.Yeni ilaçlar ve biyolojik cevap modifiyerleri denenmektedir.
Kaynaklar:
1.
Kyritsis AP, Yung WK, Bruner J, et
al.: The treatment of anaplastic oligodendrogliomas and mixed gliomas.
Neurosurgery 32(3): 365-371, 1993.
ADULT İYİ DİFERANSİYE EPENDİMOMA
Miksopapillar epandimoma ve iyi diferansiye
epandimoma sıklıkla küratiftir.Bu glial tümörlerin patolojik gradelemesi
tedavi planlamasında esastır.Standart tedavi tam çıkarılabilen lezyonlarda
sadece cerrahidir. Tam rezeksiyonu sıklıkla mümkün olmadığındanya da şüpheli
rezidü tümör varsa postoperatif radyoterapi endikedir (1,2). 5000 rad lokal
radyoterapi verilerek tedavi edilir.
Cerrahi sonrası nükste uygulama düşük
grade’li epandimomalar tümörlerdeki
gibidir.
Kaynaklar:
1.
Wallner KE, Wara WM, Sheline GE, et
al.: Intracranial ependymomas: results of treatment with partial or whole brain
irradiation without spinal irradiation. International Journal of Radiation
Oncology, Biology, Physics 12(11): 1937-1941, 1986.
ADULT MALİGN EPANDİMOMA
Anaplastik
Epandimoma ve Epandimoblastomalar’ın prognozu lokalizasyon ve yaygınlığına
göre değişmekle birlikte iyi diferansiye olanlara göre kötüdür.Bazen çok kötü
prognoz gösterebilir. Standart tedavi cerrahiye eklenen radyoterapidir(1,2).
Medulloblasitoma gibi tedavi edilir,yani kranyosipinal ışınlama yapılır. Likör
SS.sitolojisi ve myelografi tedavi
planında rol oynar . 5 yıl sürvi cerrahi +radyoterapi kombine şekliyle %45-75
arasında değişir.
Devam eden klinik çalışmalar radyoterapi öncesi, sırası
veya sonrası kemoterapi verilmesidir.Nükste yine nitrosure temelli kemoterapi
ve biyolojik cevap modifiyerleri araştırılmaktadır.
Kaynaklar:
1.
Wallner KE, Wara WM, Sheline GE, et
al.: Intracranial ependymomas: results of treatment with partial or whole brain
irradiation without spinal irradiation. International Journal of Radiation
Oncology, Biology, Physics 12(11): 1937-1941, 1986.
OPTİK SİNİR GLİOMU
Bu
tümörler genellikle iyi difiransiye astrositomalardır. Ve optik foramende
genişleme ve optik kiazma ve hipotalamusa yayılımla intrakranyal olarak optik
sinir boyunca yayılırlar. Tedavi girişimi transkrayal bakış ve biopsiyi
içerir.(Eğer görme varsa),ve 5500rad doz lokal sahadan verilir.Görme durumunda
düzenleme veya aynen kalma mümkün olan hastaların takriben %75’inde genelde
%80’inde 5 yıllık sürvi vardır.
ADULT BEYİN SAPI GLİOMU
Prognozu nisbeten kötü olan bu tümörlerde histoloji,
yerleşim,ve tümör genişliği prognostik faktörlerdir.Daha çok pediatrik olan bu
beyin tümöründe ilk standart tedavi
uygulaması radyoterapiyledir(1-5).Klinik çalışmalarda nüks durumunda yeni
ilaçlar ve biyolojik cevap modifiyerler araştırılmaktadır (6,7). Bugün tanı
hikaye, klinik bulgular ve BT esas alınarak konulabilir. Kraniotomide ancak
tanı için %60 olguda yeterli parça sağlayabilir. Kistik veya ekzofitik tümör
olgularında cerrahiden kısa süre fayda beklenir ve hidrosefali hastalarda
arasıra da şant yerleştirmek gerekir. Radyoterapi uygulamasında BT.’de belirlenen tümörün primer bölgesini
içine alacak şekilde ve genel sınırlarını kapsayarak 5-6 haftada 5000-5500 rad.
verilir. Tedavi alanlarını planlarken tümörün hipotalamus ve üst servikal
spinal kanala yayılma ihtimali akıldan çıkarılmamalıdır. Birçok litaratürde
overall medyan sağkalım 44-74 hafta, 5 yıl sürvi %30 civarında
bildirilmektedir.
References:
1. Greenberger JS, Cassady JR, Levene, MB: Radiation therapy of
thalamic, midbrain and brain stem gliomas. Radiology 122(2): 463-468, 1977.
MİKST GLİOMALAR
Mikst
astrocitoma-ependimoma, mikst astrocitoma-oligodendroglioma, ve mikst
astrositoma-ependimoma-oligodendrogliomalar anaplastik astrositomalarla
benzer prognoza sahip olup aynı şekilde tedavi edilirler(1,2).
Kaynaklar:
1.
Kyritsis AP, Yung WK, Bruner J, et
al.: The treatment of anaplastic oligodendrogliomas and mixed gliomas.
Neurosurgery 32(3): 365-371, 1993.
ADULT MEDULLOBLASTOMA
Bu
serebellar tümörü serebro spinal maiye dökülmesi nedeniyle yapılabilse bile
cerrahi nadiren tek başına bu hastalarda küratif rol oynar.Standart tedavi iyi
risk grup hastalarda cerrahiye ilave kranyospinal radyoterapidir(1,2). Burada
cerrahini hedefi tanı dekompresyon ve tümör hacmini küçültmektir. Metastaza
katkıda bulunacağı düşünülerek serebro-spinal mayi sistemi şant’ından
kaçınılmalıdır. Bununla birlikte sistemik metastazlar şant uygulaması
olmayanlarda da görülmüştür. Dekompresyonun cerrahi olarak yapılamadığında
ventrikülostomi tercih edilir.
Postoperatif
radyoterapi tüm kranyo-spinal aks ışınlaması şeklinde yapılır. Maksimal cerrahi
tümör çıkarılmasından sonra uygulanır. Medulloblastomanın en çok pediatrik
dönemde görülmesi nedeniyle uygulanan teknik özel olarak değerlendirilmelidir.
Gerekli volümde dokuyu çevreleyecek alanın tespiti hem sahaların birleşim
yerlerindeki üst üste gelme nedeniyle istenmeyen oranda yüksek doz vermeden
kranyum ve spinal kanalın ışınlanmasını üzerlenen teknik personel açısından,hem
de aktif kemik iliğinin %40-50 ‘si radyasyona maaruz kalması gereken hasta
yönünden çok gereklidir. Saha kenarında dozun üst üste binmesini önlemek için
tedavi süresince periyodik olarak birleşim yerlerinin değiştirilmesi tekniği
uygulanır. Genellikle uygulanan doz ;5000-5500 rad tüm beyine ve 3500-4500 rad
m.spinalise yöneliktir. Anormal likör Serebro-spinalis sitolojisi pozitif olan
hastalarda myelografi yapılması gereklidir. Medullo- spinalise verilecek doz
genellikle likörde tümör hücrelerinin bulunup bulunmasına (Lumberden
alınan,ventrikülden alınan mayiden daha iyi sonuç verir.) ve myelografideki
gros tümör varlığına göre tespit edilir. Mayi incelemesinde patalojisi bulunan
hastaların yaklaşık %35’inde myelogram’da patoloji görülür. Gros tümör olan bölgeye daha yüksek doz verilir.
Sürvi
oranı tahmini için medulloblastoma’da Collins kuralı uygulanabilir. Bu kurala
göre hastalardaki hastalıksız dönem peryodu tanı konulduğundaki hastanın yaşına
9 ay eklenerek ve tümör tedavisinden itibaren olmak üzere hesaplanır. Bu
hastalarda 5 yıl sürvi oranı %40-60 kadardır.Devam eden araştırmalarda kötü
riskli hastalarda cerrahi ve kranyospinal radyoterapiye değişik kemoterapi
programları eklenmektedir(3).
Kaynaklar:
1.
Levin VA, Vestnys PS, Edwards MS, et
al.: Improvement in survival produced by sequential therapies in the treatment
of recurrent medulloblastoma. Cancer 51(8): 1364-1370, 1983.
MENİNGİOMALAR
Meningiomalar
genellikle histolojik olarak iyi huyludur ve bu nedenle cerrahi rezeksiyon tam
olduğunda yeterli olur(1). Bilinen yada şüpheli kalıntı varsa ya da nüksetmişse
radyoterapi yapılabilir (2-4).Postoperatif radyoterapi endikasyonları
şunlardır:
1.
Tüm çıkarma mümkün değilse
2. Tümör histolojik olarak malignse
3.
Tümör halihazırda nüksetmişse
Bunlarda radyoterapi dozu 5000-6000 rad verilerek ve lokal
olarak kullanılarak bu durumda nüküsleri önleyebilir veya geciktirebilir. Wara
ve ark. postoperatif radyoterapi ile %30 radyoterapisiz %74 nüks
bildirmişlerdir.
Kaynaklar:
1.
Black PM: Meningiomas. Neurosurgery
32(4): 643-657, 1993.
ADULT MALİGN MENENGİOMA
Malign Menengioma, hemangioperistoma ve papiller
meningioma ‘ların prognozu daha kötüdür.Çünkü tam çıkarılmaları daha zor,
proliferatif kapasiteleri yüksektir (1,2).Standart tedavileri cerrahiye
radyoterapi eklenmesidir.Devam edilmekte olan araştırmalarda bunların kür şansı
az olanları seçilmektedir.
Kaynaklar:
1.
Alvarez F, Roda JM, Perez-Romero M,
et al.: Malignant and atypical meningiomas: a reappraisal of clinical,
histological, and computed tomographic features. Neurosurgery 20(5): 688-694,
1987.
NÖRİLEMMOMALAR
İntrakranyal
nörilemmomalar kranial sinirlerin Schwann hücrelerinden çıkan tümörlerdir. En
çok 8. siniri tutar ve serebello-pontin köşede yerleşirler. Bu tümörlere en
iyisi cerrahi girişimdir.. Tek lezyon olarak görülebilse de Nörofibromatozis ile birlikte multiple
olarak ta bulunurlar. Malign Swannomalar lokal invazivdirler ve metastaz
kapasiteleri de vardır. Bu malign tümörlere radyoterapi uygulanması uygun
değildir.
HEMANGİOBLASTOMA
Hemangioblastomalar vasküler tümörlerdir karakteristik olarak yavaş büyürler kistik ve primer olarak serebellumu sararlar ve vasküler malformanyonlarla ayrılmalıdırlar. Cerrahi seçilerek tedavi şeklidir. Fakat nüks ederlerse radyoterapi verilebilir. Bu tümörler sık sık Lindou-von Hippel sendromu ile birlikte görülür.
ADULT KRANYOFARİNGİOMA
Embriyolojik
olarak ratke kesesi artıklarından çıkan daha sık padiatrik dönemdeki bu tümörler ya kolumnar hücrelerinin solid
tümörleridir, yada yassı epitelle çevrelenmiş kistik tümörlerdir.Sıklıkla
kürabldırlar.Standart tedavi tam çıkarılanlarda yalnız cerrahidir(1).Tümörün
hacim ve komşu hayati yapılara yayılımı nedeniyle sıklıkla cerrahi tam
çıkarılması zordur.Çıkarılamıyanlarda tedavi ise debulking cerrahisine eklenen
radyoterapidir(2). Postoperatif radyoterapi 7 haftada 5500-6000 rad ark teknik
veya üç çapraz teknik planı ile yapılır.Bu şekil tedavi ile 5 yıl hastalıksız
sürvi takribi %85 ‘tir.
Kaynaklar:
1.
Baskin DS, Wilson CB: Surgical
management of craniopharyngiomas: a review of 74 cases. Journal of Neurosurgery
65(1): 22-27, 1986.
PİTATUVAR ADENOMA
Pituatuvar
tümörlü hastalarda cerrahi, klinik tanıyı doğrulamak için ve primer tedavi
olarak uygulanabilir. Cerrahi girişim tümör hacmi nedeniyle gerekli olur.
Yüksek morbidite ve mortalitesi olmasına rağmen belirgin supraseller veya
laterale tümör gelişmesi olduğu zaman transfrontal girişim tercih edilir. Eğer
mümkün ise trassfenoidal hipofizektomi çoğu hastada remisyon sağlar. Görme
semptomlarında (azalan görme veya artan skotom) hızlı gelişimde kafa içi
basıncında artma veya kranial sinir belirtileri olduğunda dekompressif cerrahi
gereklidir. Eksizyon tam yapılamazsa postoperatif radyoterapi büyümesini kontrol
edebilir.
Sadece Radyoterapi:Pituatuar
tümörleri tedavi kullanılabilir.Pituatuar tümiörlere verilen 4500 rad’lık bir
doz ve çok az hipopituatiarizm yan etkisi ile tümörü tahrip etmeye kafidir.
Pituatuar adenoma hiperfonksiyonuna bağlı hormon seviyelerinde 2-4 yıl azalma
olabilir. Hiperfonksiyone intrasellar tümörlerde seçkin tedavi olan
transfenoideal hipofizektomi de bu gecikmeyi sağlar . Proton beam ışınlaması da
çok uygun doz dağılımı nedeniyle bu tümörlerin tedavisinde kullanılmıştır.
Genelde pituitar adenomalarda ölüm az ve 5 yıl yaşam
%80-95 olarak bildirilmiştir. Son yıllar,Bromocriptine ve pergolide gibi
dopamin antagonislerinin,prolaktin salgılayan makroadenoma ve akromegalilerin
tedavisinde kullanımını ümit verici bulmuşlardır. Heriki serum prolaktin
konsantrasyonundaki baskı ve serum growth hormon sevilerindeki baskılama; seri
BT skenlerindeki tümör küçülmesiyle de gösterilmiştir. Henüz araştırmadır.
PRİMER BEYİN LENFOMASI
Primer
large cell “Histiositik” S.S.S. lenfoması sık sık retikülüm cell sarkom (beyin)
veya mikrogliomayla ilişkilidir. Genellikle renal transplantasyon;Wiskolt
Aldrich sendromu, AIDS ile birlikte ortaya çıkar. Son raporlar bu lenfomalara
Epstain-Barr virüsüne neden olduğunu iddia etmektedir. Nöröşürürjikal girişimin
gayesi doku tanısını koyma ve eğer Norolojik bozukluk yapmadan başarılabilirse
tümörü çıkarmaktadır. Kortikostersidler seri BT ile görülecek kadar objektif
cevapla beraber dramatik bir düzenleme sağlar. Radyoterapi ve kemoterapinin
rolleri tam belirlenmemiştir. Çünkü tümör çok nadirdir ve bugüne kadar
yaşıyanların sayısı çok azdır. Radyoterapi uygulandığında tüm beyin
radyoterapisi verilmelidir. Çünkü küçük volümle tedaviden sonra marjinal
nüksler bildirilmiştir.
Bu hastalığın varlığı 1929’da ilk defa tarif edildiğinden
beri sadece birkaç hasta 5 yıldan fazla hastalıksız yaşam göstermiştir.
KORDOMALAR
Bu
hastalarda genellikle tam olmayan çıkarma veya biyopsiden sonra radyoterapi
endikasyonu konur. Semptomların giderilmesiyle sınırlı kalmak üzere
postoperatif radyoterapi palyatif tümör tedavisinde etkilidir. Çok az hasta tam
iyileşir.5 yıl hastalıksız yaşam %5-10 civarındadır. Bazı çalışmacılar 7000 rad
üzerinde yüksek doz radyoterapi önerirlerse de bu yaklaşımda belirgin
radyoterapi komplikasyonu riski yüksektir. Uygun palyasyon dozu konvensiyonal
fraksiyonla 4000-5000 rad civarındaki orta dozlardır.
Klivis tümörlerinde proton radyoterapisi denenmektedir. Günlük multipl fraksiyon da cesaret verici sonuçlar vermektedir.
ADULT PİNEAL PARANKİMAL TÜMÖRLERİ
Pineal
bölgede yerleşmiş tümörler nadir ve genellikle derine lokalize olmaları
nedeniyle biopsi için ulaşılamaz ayrıca tanıda gliomalar, disgerminomalar ve
metastazlar düşünülebilir.
Pineositoma’lar
yavaş büyür, prognozları değişir.Pineoblastoma’lar
ise daha hızlı büyür ve kötü prognoz gösterir.Pineal astrositoma’ nın prognozu anaplazi derecesine
bağlıdır.Yüksek grade’lilerin prognozu kötüdür. Düşük grade Pineositoma ve
astrositomaların standart tedavisi cerrahiye ek radyoterapidir(1,2).Yüksek
grade’lilere kemoterapi eklenir(1,2).Kür beklentisi az olanlar klinik
araştırmaya aday olmaktadır.
Kaynaklar:
1.
Stein BM, Fetell MR: Therapeutic
modalities for pineal region tumors. Clinical Neurosurgery 32: 445-455, 1985.
ADULT SSS GERM HÜCRE TÜMÖRLERİ
Germinoma,embriyonal
karsinoma,koryokarsinoma ve teratoma ların
tedavi ve prognozları histoloji, yerleşim biyolojik marker ölçüleri ve cerrahi
rezektabilitesine bağlıdır(1,2).
Bu tümörlerin histolojik tiplerini ayırmada radyoterapi
kullanımı yardımcı olabilir. Tüm beyine 2,5-3 haftada 2500-3000 rad
ışınlamasından sonra BT (Beyin tomografisi) tekrarlanır. Eğer dramatik çok iyi
cevap varsa tümörün çok radyosensitiv disgerminoma olması tahmin edilebilir.
Disgerminomalar serebrospinal mayiye dökülerek yayılırlar ve kranyo-spinal
irradiasyonu mantıki olur. Eğer glioma şüphelenilirse pineal bölgeye 5000-6000
rad verilir. Disgerminomalarda 5 yıl sürvi %75’tir.
Kaynaklar:
1.
Edwards MS, Hudgins RJ, Wilson CB, et
al.: Pineal region tumors in children. Journal of Neurosurgery 68(5): 689-697,
1988.
NÜKS BEYİN TÜMÖRLERİ
Standart tedavi sadece cerrahi veya buna kemoterapi
eklenmesidir(1-3).Daha önce radyoterapi yapılmamışsa yapılır ya da radyoterapiye
kemoterapi de eklenir. Uygun olgularda İnterstisyel brakiterapi
uygulanır(4).Çok sayıda yeni çalışmalar vardır.BCNU tabanlı polimerin cerrahi
sırasında implantasyonu araştırılmaktadır (5,6).
Kaynaklar:
1.
Salcman M, Kaplan RS, Ducker TB, et
al.: Effect of age and reoperation on survival in the combined modality
treatment of malignant astrocytoma. Neurosurgery 10(4): 454-463, 1982.