güneş
zamanı
zamanın güneşi güneş zamanı küçük bir ceylanın gözlerinde gördüm sizi ağlıyordunuz otların hışırtısı rüzgarın esintisine karışırken saçlarınız dağınıktı lüle lüleydiler gözlerinizdeki yaşın buğusu kalbimi dağladı o an üzerinizde kırmızıdan askılı bir elbise vardı ve hasır şapkanız bir elinizle tutuyordunuz onu bir elinizle gülerken reha yunluel çünküçünkü âsâ
şairleri bile yaşlanmıştı artık memleketimin; ki o memlekette kelime hazineleri daracık insanlar yaşardı... herşeyler tekrarlardan ibaretti o memlekette herşeyler slogandı. ıssız sokaklarında, o şairler dolaşırdı ellerinde âsâları ki, kelime hazineleri daracık insanlar tarafından yolunmuştu herbir telinde bir şiir asılı sakalları... reha yunluel üniversite saati
|
müdavim
sessizliğin şehrinde tatil zamanının bir şehir sessizliği vardı duyulmadık duygular çarpışırdı kentin bomboş sokaklarında yalnızlıklar trafik çekicilerinin güdümünde ıssız otoparklara atılırdı yalnızlıklar karşılaştıklarında rastgele beraberlik türküleri söylerlerdi radyo ışıklarının altında geceleri onlar ki kurtulduklarında güdümünden çekicilerin yalnız durakların müdavimi... reha yunluel davet
tüm zamanın ve tüm zamansızlıkların ötesindeydik gölgedeki gerçekler tel örgüler ardındaydı sizse berisinden bakıyordunuz tel örgülerin, gerçeklere sizin gerçeğiniz benim gerçeğimdi sizin yüreğiniz benim yüreğim döviz bürolarında bozdurulmuş değildi kalplerimiz... güneş tam tepemizdeydi serin bir havada da olsa bir geminin camlarından el sallıyordu bana ve size siz ve güzel bacaklarınızı örten o mini siyah eteğiniz rüzgar kulaklarınıza benim kokumu fısıldadığında hafiften siz güzel bacaklarınızla yaptınız aşk dâvetinizi... reha yunluel bekleyiş
Yırtık Yapraklar
|