Şeytan Örümceği
yaz da bir yalandır-
söyle bitsin.
"o sen değilsin" de,
ben de çekip gideyim
başka bir yalan, başka bir
uçurum
başka bir ölü sevdaya doğru
kalbimi dışarda bırakarak...
çünkü belki de
benim en çok sevdiğim
içimde ölü bir çocuğun
büyümesi gibi
denize ve rüzgara karşı
ve ben bir gün her şeye
karşı koyarak!
"ben" yoktur.
bir gölgenin gölgesiyim
şimdi
güvensiz, çirkin ve yalancı-
bir ağ örer ya örümcek
işte ben o örümceğin
ördüğü ağa takılarak...
kirlidir ellerim. irin,
sperm
ve pas, tutunca yılanlar,
kendimi nasıl da kandırırım
gölgemle sevişirken
aynalara bakarak!
zaman, asil bir köledir,
ve herkesin kralı -
ya da sen sevgilim
karanlık bir çöl kraliçesi,
çöller üstüne kapanarak…
kum var içimde -
akıyor sana karşı
senin yüzünden
kumdan kaleler kurarak!
elimde bir uçuruma dönüşür
ölüm,
ben kendime doğru atlayıp
dururum.
ve aslında sadece "sen"
vardır
yok olan aşktır her zaman…
kimse bilmez kendini
bir öküzün gözleriyle
baktım aynaya
şizofren, derisiz
ve korkak!
cam yağıyor dışarda
her sözcük
ondan sonrakinin habercisi
ve her kadın
kendinden sonra başka
bir cinayet…
sen, kötü kan ve kâhin!
kuş konuşur,
gül susar!
susmak ki en eşsiz yalandır
söylenir dilenci ağızlarıyla!
bir masanın; kahverengi,
bulutlu
ve o uzak etrafında
hep o sessiz gemi dolaşır
işte ben o geminin hayaliyim
sarhoş, köhne ve batık…
nedense bu her aynaya bakışım
ezilmiş bir köpeğe bakmak
gibi
yol kenarında.
kendimi görmek için artık
kırmalıyım aynaları
her yerinden kan akıtarak!
Ali Hikmet Yavuz