DERSIM Dergisi, sayi 7 sayfa 22
GERİDE DİKİLİ BİR AĞACIMIZ KALDI
Bilge CONTEPE
İki gündür otobüsün içinde Dersim yolundayız. Değişik kültürlerden,
guruplardan, kişilerden oluşan Ekolojik tahribat Tanıklığı gurubu birbirine çok iyi
kaynaşmış durumda. Zazaca, Türkçe türkülerle yolculuğumuz çok içten bir
samimiyet içinde geçiyor. Pencereden Güneydoğunun kıraç topraklarına
bakıyorum. ‚ocukluğumu düşünüyorum. Doğduğum ve ilk gençlik günlerimin
geçtiği topraklardan geçiyorum yıllar sonra. Babamın "ekmeğini yediğin yer,
senin evin ve topraklarındır" sözünü anımsıyorum. Ne güzel günlerdi. Türk,
Kürt, alevi ayyrımı tanımazdık. Okulda aynı sıralarda oturur, sokakta birlikte
oynardık. Yıllar sonra insanları biribirinden ayıran, parçalayan bu nefretin
tohumlarına nedenlerine, için için öfke duyuyorum. Bu otobüste, bizleri bir araya getiren duygular, Munzur dağlarının ulu enginlikleri kadar güçlü. Herbirimizin istediği ve dilediği bir tek şey var. Çok temiz, net bir dilekle gidiyoruz yaşananlara son, insanlar ile BARIŞ. Munzur dağları ve vadisinin, güzelliklerini ve ekolojik değerlerini, bugüne değin fotoğraflarda görüp, kitaplarda okudum. Doruğu karlı yüce dağların çağlayanlarla oluşturduğu derelerinin suladığı cennet vadide yetişen binlerce çeşit rengarenk çiçek ve bitki türü Meşe ağaçlarının oluşturduğu ormanlar, Geyikler, Kuşlar, Kelebekler ve bu güzellikler içinde yaşayan insanları. Bizler, bu düş gibi gerçeği yakından görmek için bu gurubu oluşturduk. Duyuyoruz ki Munzur yakılıyor, yok ediliyor, verimli tarım arazilerinde başaklar boy vermiyor. Vesika ile ekmek veriliyor insanlara. Bu asırda inanası gelmiyor insanın. Akdeniz'de Marmara'da , Karadeniz'de böyle bir doğa katliaamı olsa hepimiz
ayaklanıp nasıl kitlesel eylemler yaparsak, Güneydoğu' da Dersim'de Munzur'a doğru da
bu nedenlerle yola koyulduk. Peri suyu ne güzel akıyor. Temiz ve duru bir su. Üzerinde ince bir köprü var. Periler şarkı söylermiş bu suyun etrafında, oysa bu sabah kulaklarımıza hiçbir nağme gelmiyor. Güneş güne merhaba derken, Tunceli il sınırı levhasını köprünün öte yüzünde görüyoruz ki namlular, panzerler bize çevrili. Periler onun için suskun olsa gerek. Bir ağaç elimizde, bir fidan henüz, ama boy verecek Munzur'da. Kök salacak, bizlerin dilekleriyle yeşerecek. İzin verilmeyor dikmemize. Çekiştiriyoruz, bir tarafta askerler, bir tarafta biz. Fidanın yaprakları titriyor. Bir korku sarmış ince bedenini. Zorlukla, yolun kenarına dikebiliyoruz. Peri suyunun yanına, Munzur'a dikemiyoruz. Peri suyu deresinin perilerinin barış sarkılarıyla Munzur vadisine dileklerimizi iletmesini istiyoruz. Yolunuz düşerse Dersim'e peri suyu köprüsünü geçince Tunceli sınırı levhasının tam yanında bir fidan var. O bir barış fidanıdır. Ona sevgiyle bakın ki boy versin barış ormanları sevgiyle.
|