HİPNOZ ve HİPNOTERAPİ

GENEL:

Hipnoz kendi konusu, araştırma yöntemleri, kanunları olan bir bilim dalıdır ve en az matematik kadar kesin doğrulukta bir bilim dalıdır.
Hint medeniyetlerinde önemli bir yeri olan hint fakirlerinin vücutlarında oluşturdukları hallerin çoğu hipnotik trans ile ilgilidir. Bu kişilerin ağrıyı bloke edebilmeleri, sıcağa soğuğa aşırı tahammülleri,vücutlarının kataleptik (kaskatı) hale gelebilmesi, solunum ritmini düşürerek ölü gibi kalabilmeleri metabolizmalarını asgari seviyeye düşürerek günlerce aç ve susuz yaşıyabilmeleri hep hipnotik trans ile ilgilidir.
Hipnoz ile ilgili öncelikle bilinmesi gereken nokta şudur.Hipnoz ehil ellerde çok iyi bir tedavi aracı olabilirken bilinçsiz kullanımı sırasında süjeye zarar verebilir. Şahısta kalıcı olması istenmiyen tüm telkinler geri alınmalıdır.
Hipnozun şov amaçlı kullanılması bize göre doğru değildir. Ancak hipnozun pozitif bilim dalı olarak üniversitelerimizde bir ders olarak okutulmamasından dolayı tıp dünyasında da yeterince tanınmayıp, taraftar bulamamaktadır. Son zamanlarda bu işi bilimsel olarak yapan psikologlar, diş hekimleri ve hekimler sayesinde daha çok kişiye ulaşmaya başlamıştır.
Hipnozda direncin nedenlerinden birisi "acaba uyurda bir daha uyanamazsam" korkusudur. Bu korku tamamen yersiz olup uyanama soz konusu değildir. Diğer bir tereddüt "acaba istemediğim şeyleri söylermiyim veya veya yaptırılar mı?" korkusudur. Burada kişilere ruh yapısına, kültürüne, inancına aykırı şeyler yaptırmak mümkün değildir. Ancak bilincaltında olupta bastırdığı dürtüler açığa cıkabilmektedir.

Hipnoz kelimesi eski yunancada "uyku" anlamına gelir. Ancak hipnoz bir uyku hali olmayıp aksine uyanıklık halidir ve hipnoz halindeki bir kişide EEG'ler uyanıklık traseleri verir.

TARİHTE HİPNOZ

Yunan mitolojisinde uyku tanrısı "Hypnos" Nyx'in (gece) oğlu ve Thanatas'ın (ölüm) kardeşidir. Kardeşi ile birlikte Hades'in ölüler diyarında yaşar. Kanatlı bir genç şeklinde tasvir edilir.

Bilimsel hipnotizmanın başlangıç tarihi olarak Franz Antonie Mesmer'in "Yıldızların İnsan Vicuduna Tesirleri" isimli tezinin tarihi olan 1765 senesi kabul edilir.Mesmer'in ileri sürdüğü düşünceye göre evren manyetik enerji ile doludur ve insanda da bu enerji vardır. Hastalıkların sebebi bu akışkan enerjinin dağılım bozukluğudur.
İngiltere'de 1841 de Dr.James Braid bir manyetizmacının gösrerisini izledikten sonra bu konu üzerine eğildi ve sujeleri parlak bir noktaya baktırarak hipnoz olayını başardı ve manyetizma teorilerini tartışmaya açtı. 1843 deki "Neurygology" isimli eseri ile manyetizma devri kapanıp hipnotizma devri açılmıştır.
1864 de Fransa'da Nancy De Liebeauld Braid'in metodlarını geliştirdi.
1885 de Freud hipnotizma ile ilgilenmeye başladı.
1893'den II.Dünya Savaşına kadar hipnoz ile ilgili önemli bir çalışma olmadı. Bu tarihten sonra Amerika ve İngiltere'de birçok dernek ve organizasyon ile dergiler yayınlanmaya başladı.

Türkiye'de de bu konuda bilimsel yayınlar yapılmaktadır. Prof.Dr. Turan CENGİZ, Prof.Dr. Recep DOKSAT, Dr. Rafet KAYSERİLİOĞLU, Op.Dr. İ.Hüsnü ÖZTÜRK, Dr. Tahir ÖZAKKAŞ, Dr. Mehmet AYVACI ve bir çok değerli tıp adamının çalışma ve yayınları mevcuttur.

LE FastCounter
Tusiwes Ana Sayfa, Hipnoz Ana Sayfa,
Hipnotizma Teorileri, Hipnozun Endikasyonları, Hipnozuun Derinliği, Hipnotik Fenomenler
Hipnoz İle İlgili Linkler

E mail:mtorcu@hotmail.com