HİPNOTİZMA TEORİLERİ:
1. Fluidist Teori: Mesmer'in savunduğu teori olup bugün artık
kabul görmemektedir. Bu görüşe göre insanda ve hayvanda hipnozu meydana getiren
etken kainatı dolduran manyetik enerjinin o vücut içerisinde yoğunluk ve
homojenite kazanmasıdır.
2. Charcot Teorisi: Charcot'un 1880 de Paris'te ileri sürdüğü
fikirlere göre bütün hipnotik fenomenler birer histeri manifestasyonudur. Bu
görüşün doğru olmadığı bugün için kanıtlanmıştır.
3. Pavlov Teorisi: Bu teoriye göre hipnoz da uyku gibi beyin
korteksinin inhibisyonundan ibarettir.
4. Psikanalitik Teoriler: Bütün psikosomatik hipnoz teorileri
sujenin içgüdüsel arzularının doyumu problemi etrafında toplanırlar. Bu görüş
açısından hipnotik durum bir çeşit transfer aracılığı ile ortaya çıkartılır.
Transfer yani operatör ile süje arasındaki duygusal baglantı kurulduktan sonra
hastanın kendini tamamen açması sağlanır. Freud'a göre hipnozda operatör sujenin
ideal ben'inin yerini alır.
5. Sibernetik Teori: İngiliz nöroloji profösörü Dr. Ashby'nin
görüşüne göre feed back mekanizmaları sayesinde dış ortamın etkileri ile oluşan
değişikliğe adapte olunur. Bir çok sistemin birbiri ile olan bağlantısı sonucunda
bir sisteme yapılan etki ile diğer sistemler harekete geçerek yeni duruma uyum
sağlarlar. Bu bir sistemden binlerce sisteme kadar büyüyebilir. Bu duruma
homeostasis denir.
Ashby'nin görüşüne göre binlerce alternatif yoldan birisi arızalanırsa
diğer yollar ile denge durumu yeniden sağlanır. Adaptasyonun sağlanması için
ilgili olan regülasyon sistemlerinin birbirini tamamlaması fakat ilgisiz olan
sistemlerin de bağımsız kalması gereklidir.
6. Adaptasyonel Dekuplaj Teorisi: Prof Dr Turan CENGİZ'e göre;
hipnoz hali özel şekilde ortaya konmuş yeni bir şarta adtaptasyondandan ibarettir.
Ortaya konan yeni şartın özellikleri adaptasyonu yapacak beyne telkin dediğimiz
bir aracı ile verilmektedir. Telkini yani yeni adapteolunacak dış alem şartlarını
alan beyin bu şarta adapte olabilmek için her adaptasyonda olduğu gibi;kendi
regülasyon sistemleri arasındaki informasyon alışverişinin bir kısmını kesmekte,
yani beynin belirli üniteleri arasındaki etki, alınan telkine göre devamlı veya
geçici olarak kesilmektedir. Yani hipnoz uyku gibi bir pasivite hali değil, diğer
birçok adaptasyon proçesinde olduğu gibi aktif bir haldir.
Daha zeki insanların, genç yaştakilerin daha çabuk hipnotize olmalarının sebebide
yeniduruma daha çabuk adapte olmalarıdır.
HİPNOZUN ENDİKASYONLARI:
Psikiatri, cerrahi, dermatoloji, anestezioloji, nöroloji, kadın doğum ve diş
hekimliğinde kullanılmakla beraber psikiatrist ve diş hekimleri arasında daha yaygın
bir durumdadır.
- Hastanın relaksasyonu
- Analjezi, anestezi temini
- Hastanın relaksasyonu
- Hoş olmıyan çalışmaların unutturulması
- Genel anestezi premedikasyonu
- Tükrük ve kan akımının kontrolu
- Operasyon sonrası anestezide
- Bulantının önlenmesinde
- Sigara vb alışkanlıkların terkedilmesinde
- Tiklerin, fobilerin tedavisinde
- Uzun süren operasyonlarınkısasürede bittiği izlenimini verme
- Enürezis nocturna tedavisinde kullanılabilir.
LE FastCounter
E mail:mtorcu@hotmail.com