Asgar SMITKO ve Lazim ESMAEILI’nin polis görünümlü ekip
tarafından alınıp kaybolmalarının üzerinden bir hafta geçmişti. İranlıların
akibeti ile ilgili herhangi bir bilgi yoktu.
Oklar Yeşil'i
Gösteriyor Oklar, Yeşil Kod Mahmut YILDIRIM’ı gösteriyordu.
Basına yansıyan
haberler, İranlı uyuşturucu kaçakçılarını Yeşil’in kaçırdığına dairdi.
Para trafiğinin
de Yeşil’in banka hesabı istikametinde olması, Yeşil Kod’un bu olayın içinde
olduğu fikrini kuvvetlendiriyordu.
İstanbul’da
şehrin göbeğinde, tepe lambalı, polis görüntülü bir ekiple iki İranlı
uyuşturucu kaçakçısını kaçırdığı söylenen Yeşil Kod Mahmut YILDIRIM kimdi.?
Kim Bu Yeşil?
Hacı, Sakallı, Terminatör, Metin ATMACA, Ahmet DEMİR, Ahmet YESİL, Mehmet KIRMIZI,
Hasan TANRIKULU adlarıyla da tanınan Yeşil Kod Mahmut YILDIRIM, 1953 yılında Bingöl,
Solhan’da, Yenidal (Asmakaya) köyünde, baba Salih ve anne Derdi’den dünyaya
gelmişti.
YILDIRIM’in
çocukluğu Elazığ’da geçti. Çocukluğunu kendisi söyle anlatıyor:
“Rahmetli babam
çiftçiydi, arazileri filan vardı. Yani durumumuz iyiydi. Babam bana, rahmetli dedemin
Rus Harbinde vuruluşunu anlatırdı. 8 kurşunla yaralanmış. Babam o zaman 8-9
yaşlarındaymış. O zaman doktor yokmuş, kocakarı ilaçlarıyla yaşamış. Çektiği
acıları öyle anlatırdı. Küçük bir çocuktum, daha okula filan başlamamıştım.
Sokakta oynarken aklıma gelirdi, ah şu Ruslar gelse de bir tanesini haklasam. Böyle bir
duygu vardı bende. Sonra okula başladım, tarihe merakım oldu, bende bir Rus kini
oluştu. İlkokulda bir hocamız vardı, bize muazzam bir bayrak sevgisi aşıladı. Yani
ben belli bir tarihte ülkücü olan bir adam değilim. Doğarken öyle gelmişim işte..
Ondan sonra sağ-sol davası çıktı. Bu sol nedir dedik, dediler bunlar Rus. Kinim
gittikçe arttı. Ondan sonra başladık duvarlara yazı yazmaya. Elazığ’da ilk
duvarlara yazı yazan adam benim. İşte böyle başladı.”
Komünist
Düşmanı Ülkücü Ülkücü olarak doğduğunu ve komünist nefretiyle
büyüdüğünü söyleyen Mahmut YILDIRIM’ın ülkücü faaliyetler içinde yeri neydi?
Ülkü Ocakları ve tanınmış ülkücülerle bağlantısı var mıydı? Bunu da kendi
anlatımından öğrenelim:
“Ülkücüyüm
ama, belli bir konuma geldikten sonra öyle Ülkü Ocaklarına filan gidip gelmeyi
düşünmedim. Elazığ’da benden habersiz bir şey olmuyordu ama, oraya gidersem
prestij kaybederdim. Yani benim çok az, sinirli kişilerle irtibatım oldu. Gerçekte
benimkisi, parti ve dernekten uzak bir düşünüş. Elazığ’lı ünlü ülkücüler
arasında Vahit FİSEK, Komando Recep filan vardı. Yanlız Komando Recep sonra ANAP’a
kaydı. Ülkücü camiada en büyük ünvan “reislik” ama reislik simdi ayağa
düştü... Abdullah ÇATLI ile yüzyüze 1-2 defa görüştüm. Pek birbirimize ısınamadık.
Ayrı dünyaların insanıyız. Onunla hiç bir konuda uyuşamıyorum. Bir toplumda
oturduğunda insanlara bir değişik bakar. ÇATLI su anda menfaat temin edebileceği kim
olursa olsun işbirliği yapar. Türkeş camiadan kovdu bunu resmen. Onun hayatta en
korktuğu adam Türkeş’tir. Tahsilatçılık yapan Ülkücü Abdürrahim vardı.
ÇATLI, “ben Abdürrahim’in kalemini kırdım” diye hava atmış. O arada ben
İstanbul’a gitmiştim. Göztepe’de spor tesislerinde çocuklar vardı, onlara
söyledim, “ÇATLI’yı bulun beni arasın” dedim. Aradı, dedim sen Abdürrahim’in
kalemini kırmışsın, cenazesine 20 bin kişi dökülür, “katili ÇATLI’dır”
diye 5 bin tane pankart asılır, sen de kendine dünyada yer ararsın dedim. Şimdi,
ÇATLI grubu, o grup, bu grup. Aslında hepimiz dolaylı olarak aynı grubuz. Türkeş
benim durumumu biliyor, bana deli oğlan diyor. 1989’da Elazığ Garajı’nın
açılışında beni otel odasına çağırdı ve uyardı. “Bu işlere karışma, PKK
devletin işi, ne yaparlarsa yapsınlar, ben komünistlerden fazla ceza yedim” dedi.
Haksız da değil yani. “Siz hazır olun, ne zaman bu görev bize verilirse, o zaman
yaparız” dedi. Ben onu dinlemedim, devletin güvenlik güçlerine yardıma devam
ediyorum. Türkeşin kesin talimatı var. Teskilatındakiler bu işe karışmıyor.
“İstihbarat dahi vermeyin” diyor. Eskiden çok katiydi. Şimdi bu son zamanlarda
yumuşadı. Haksız da değil yani. Sen gel komünistlerden fazla Ülkücüleri
cezalandır. Hayret birşey.”
Yeşil MİT
Elemanı 20 yaşına gelen komünist düşmanı Mahmut YILDIRIM, 1973 yılından
itibaren MİT’e çalışmaya başladı. MİT’den önce irtibat kurduğu Jandarma,
verdiği bilgileri değerlendirmede güçlük çekince, YILDIRIM’ı MİT’e
devretmişti.
Yeşil, MİT'le
çalışmaya başlamasından 6-7 ay sonra vatani görevini ifa etmek için askere gitti.
Dönüşünde MİT elemanı olarak görevine devam etti.
Yeşil'in MİT'le
ilişkisi 1989 yılı Mayıs ayında koptu.
Kontrolu güç
bir eleman olması, kendi başına hareket etmesi ve talimatlara uymaması, güvenlik
güçleri arasında sürtüşmelere neden oluyordu.
Yeşil Jitem'de
MİT'in ilişkisini kesmesi üzerine Jandarma onu sahiplendi.
Tunceli Jandarma
Bölge Komutanlığı'nın emriyle, anılan komutanlık adına, Nazimiye ve Ovacık
bölgelerinde istihbari bilgiler toplamaya, güvenlik kuvvetleriyle birlikte uygulamalara
katılmaya başladı.
Bu çalışmalar
sırasında Tunceli bölgesinde deşifre olması üzerine Jandarma Asayiş Komutanı
tarafından Diyarbakır'a çekildi ve Jandarma Asayiş Komutanlığına bağlı olarak
kırsal alanda, çalışmaya başladı.
Emekli Albay
Yeşil Yeşil, bu çalışmalar sırasında önemli operasyonlarda yer aldı, Asayiş
ve İl Emniyet Komisyonu toplantılarına katıldı, Polis'in İstihbarat ve Özel Harekat
birimleriyle koordine etti, kendisine, silah, hüviyet, ve telsiz verildi.
Yani, Yeşil
artık resmen, devletin bir güvenlik görevlisi olarak çalışıyordu. Halktan bazılari
onu Türk ordusunun bir subayı, bazıları da "emekli albay" olarak biliyordu.
Yeşil,
Diyarbakır döneminde Cem ERSEVER ile yakınlaştı ve birlikte bir çok operasyona
girdiler.
Yeşil Ankara'ya
Yerleşiyor Yeşil'in bu bölgedede deşifre olması ve taraflı basın organlarında
adının bir çok failimeçhul ve haraç alma olayına karıştırılması üzerine
Jandarma 1994 yılında, kendisini ailesi ile birlikte batıya, Ankara'ya yolladı.
Aktif
çalışmaya alışmış olan Yeşil, Ankara'ya intibakta zorlandı.
MİT'e Dönüş
Aynı yıl MİT'e dönen Mehmet Eymür'ün operasyonel faaliyetlerin başında olduğunu
duymuştu. Bingöl'den tanıdığı bir MİT mensubu vasıtası ile Ekim 1994'de Mehmet
Eymür'le temas sağladı ve onun emrinde çalışma arzusunu belirtti.
Mehmet
Eymür Yeşil'e, kendilerinin yurt içinde bir faaliyetlerinin olmadığını, yurt
dışı çalışmalarda yer almak istiyorsa, kendisinin denenebileceğini belirtti.
Yeşil'in
vasıfları, Eymür'ün başında olduğu ünitenin faaliyetleri açısından uygundu.
Yapılan arşiv tetkikinde de her hangi bir sakıncalı durumuna rastlanmamıştı. O
tarihte Yeşil, herhangi bir suçtan aranmıyordu.
Durum Müstesar'a
arzedildi ve onay vermesinden sonra "eleman adayı" statüsüne alınan Yeşil
Kod Mahmut YILDIRIM ile irtibat devam ettirildi.
Devamı İçin Tıklayın
[Uyuşturucudan Susurluğa 1]
[Uyuşturucudan Susurluğa 2]
[Uyuşturucudan Susurluğa 3]
[Uyuşturucudan Susurluğa 4]
[Uyuşturucudan Susurluğa 5] |