Reklam Vermek İçin Tıklayın

turkey21.gif (24185 bytes)

ahlogo12.jpg (8017 bytes)

avust21.gif (21290 bytes)

AVUSTURYALI TÜRKLERiN GÜÇLÜ SESi AVUSTURYA HABER GAZETESi

menu11.jpg (12667 bytes)

Türk Gazeteleri
Hürriyet Gazetesi
Sabah Gazetesi
Milliyet Gazetesi
Radikal Gazetesi
Cumhuriyet Gazet.
Türkiye Gazetesi
Star Gazetesi

Reklam Vermek İçin Tıklayın 

Reklam Vermek İçin Tıklayın

Uyuşturucudan Susurluğa 4

Asgar SMITKO ve Lazim ESMAEILI’nin polis görünümlü ekip tarafından alınıp kaybolmalarının üzerinden bir hafta geçmişti. İranlıların akibeti ile ilgili herhangi bir bilgi yoktu.

Oklar Yeşil'i Gösteriyor Oklar, Yeşil Kod Mahmut YILDIRIM’ı gösteriyordu.

Basına yansıyan haberler, İranlı uyuşturucu kaçakçılarını Yeşil’in kaçırdığına dairdi.

Para trafiğinin de Yeşil’in banka hesabı istikametinde olması, Yeşil Kod’un bu olayın içinde olduğu fikrini kuvvetlendiriyordu.

İstanbul’da şehrin göbeğinde, tepe lambalı, polis görüntülü bir ekiple iki İranlı uyuşturucu kaçakçısını kaçırdığı söylenen Yeşil Kod Mahmut YILDIRIM kimdi.?

Kim Bu Yeşil? Hacı, Sakallı, Terminatör, Metin ATMACA, Ahmet DEMİR, Ahmet YESİL, Mehmet KIRMIZI, Hasan TANRIKULU adlarıyla da tanınan Yeşil Kod Mahmut YILDIRIM, 1953 yılında Bingöl, Solhan’da, Yenidal (Asmakaya) köyünde, baba Salih ve anne Derdi’den dünyaya gelmişti.

YILDIRIM’in çocukluğu Elazığ’da geçti. Çocukluğunu kendisi söyle anlatıyor:

“Rahmetli babam çiftçiydi, arazileri filan vardı. Yani durumumuz iyiydi. Babam bana, rahmetli dedemin Rus Harbinde vuruluşunu anlatırdı. 8 kurşunla yaralanmış. Babam o zaman 8-9 yaşlarındaymış. O zaman doktor yokmuş, kocakarı ilaçlarıyla yaşamış. Çektiği acıları öyle anlatırdı. Küçük bir çocuktum, daha okula filan başlamamıştım. Sokakta oynarken aklıma gelirdi, ah şu Ruslar gelse de bir tanesini haklasam. Böyle bir duygu vardı bende. Sonra okula başladım, tarihe merakım oldu, bende bir Rus kini oluştu. İlkokulda bir hocamız vardı, bize muazzam bir bayrak sevgisi aşıladı. Yani ben belli bir tarihte ülkücü olan bir adam değilim. Doğarken öyle gelmişim işte.. Ondan sonra sağ-sol davası çıktı. Bu sol nedir dedik, dediler bunlar Rus. Kinim gittikçe arttı. Ondan sonra başladık duvarlara yazı yazmaya. Elazığ’da ilk duvarlara yazı yazan adam benim. İşte böyle başladı.”

Komünist Düşmanı Ülkücü Ülkücü olarak doğduğunu ve komünist nefretiyle büyüdüğünü söyleyen Mahmut YILDIRIM’ın ülkücü faaliyetler içinde yeri neydi? Ülkü Ocakları ve tanınmış ülkücülerle bağlantısı var mıydı? Bunu da kendi anlatımından öğrenelim:

“Ülkücüyüm ama, belli bir konuma geldikten sonra öyle Ülkü Ocaklarına filan gidip gelmeyi düşünmedim. Elazığ’da benden habersiz bir şey olmuyordu ama, oraya gidersem prestij kaybederdim. Yani benim çok az, sinirli kişilerle irtibatım oldu. Gerçekte benimkisi, parti ve dernekten uzak bir düşünüş. Elazığ’lı ünlü ülkücüler arasında Vahit FİSEK, Komando Recep filan vardı. Yanlız Komando Recep sonra ANAP’a kaydı. Ülkücü camiada en büyük ünvan “reislik” ama reislik simdi ayağa düştü... Abdullah ÇATLI ile yüzyüze 1-2 defa görüştüm. Pek birbirimize ısınamadık. Ayrı dünyaların insanıyız. Onunla hiç bir konuda uyuşamıyorum. Bir toplumda oturduğunda insanlara bir değişik bakar. ÇATLI su anda menfaat temin edebileceği kim olursa olsun işbirliği yapar. Türkeş camiadan kovdu bunu resmen. Onun hayatta en korktuğu adam Türkeş’tir. Tahsilatçılık yapan Ülkücü Abdürrahim vardı. ÇATLI, “ben Abdürrahim’in kalemini kırdım” diye hava atmış. O arada ben İstanbul’a gitmiştim. Göztepe’de spor tesislerinde çocuklar vardı, onlara söyledim, “ÇATLI’yı bulun beni arasın” dedim. Aradı, dedim sen Abdürrahim’in kalemini kırmışsın, cenazesine 20 bin kişi dökülür, “katili ÇATLI’dır” diye 5 bin tane pankart asılır, sen de kendine dünyada yer ararsın dedim. Şimdi, ÇATLI grubu, o grup, bu grup. Aslında hepimiz dolaylı olarak aynı grubuz. Türkeş benim durumumu biliyor, bana deli oğlan diyor. 1989’da Elazığ Garajı’nın açılışında beni otel odasına çağırdı ve uyardı. “Bu işlere karışma, PKK devletin işi, ne yaparlarsa yapsınlar, ben komünistlerden fazla ceza yedim” dedi. Haksız da değil yani. “Siz hazır olun, ne zaman bu görev bize verilirse, o zaman yaparız” dedi. Ben onu dinlemedim, devletin güvenlik güçlerine yardıma devam ediyorum. Türkeşin kesin talimatı var. Teskilatındakiler bu işe karışmıyor. “İstihbarat dahi vermeyin” diyor. Eskiden çok katiydi. Şimdi bu son zamanlarda yumuşadı. Haksız da değil yani. Sen gel komünistlerden fazla Ülkücüleri cezalandır. Hayret birşey.”

Yeşil MİT Elemanı 20 yaşına gelen komünist düşmanı Mahmut YILDIRIM, 1973 yılından itibaren MİT’e çalışmaya başladı. MİT’den önce irtibat kurduğu Jandarma, verdiği bilgileri değerlendirmede güçlük çekince, YILDIRIM’ı MİT’e devretmişti.

Yeşil, MİT'le çalışmaya başlamasından 6-7 ay sonra vatani görevini ifa etmek için askere gitti. Dönüşünde MİT elemanı olarak görevine devam etti.

Yeşil'in MİT'le ilişkisi 1989 yılı Mayıs ayında koptu.

Kontrolu güç bir eleman olması, kendi başına hareket etmesi ve talimatlara uymaması, güvenlik güçleri arasında sürtüşmelere neden oluyordu.

Yeşil Jitem'de MİT'in ilişkisini kesmesi üzerine Jandarma onu sahiplendi.

Tunceli Jandarma Bölge Komutanlığı'nın emriyle, anılan komutanlık adına, Nazimiye ve Ovacık bölgelerinde istihbari bilgiler toplamaya, güvenlik kuvvetleriyle birlikte uygulamalara katılmaya başladı.

Bu çalışmalar sırasında Tunceli bölgesinde deşifre olması üzerine Jandarma Asayiş Komutanı tarafından Diyarbakır'a çekildi ve Jandarma Asayiş Komutanlığına bağlı olarak kırsal alanda, çalışmaya başladı.

Emekli Albay Yeşil Yeşil, bu çalışmalar sırasında önemli operasyonlarda yer aldı, Asayiş ve İl Emniyet Komisyonu toplantılarına katıldı, Polis'in İstihbarat ve Özel Harekat birimleriyle koordine etti, kendisine, silah, hüviyet, ve telsiz verildi.

Yani, Yeşil artık resmen, devletin bir güvenlik görevlisi olarak çalışıyordu. Halktan bazılari onu Türk ordusunun bir subayı, bazıları da "emekli albay" olarak biliyordu.

Yeşil, Diyarbakır döneminde Cem ERSEVER ile yakınlaştı ve birlikte bir çok operasyona girdiler.

Yeşil Ankara'ya Yerleşiyor Yeşil'in bu bölgedede deşifre olması ve taraflı basın organlarında adının bir çok failimeçhul ve haraç alma olayına karıştırılması üzerine Jandarma 1994 yılında, kendisini ailesi ile birlikte batıya, Ankara'ya yolladı.

Aktif çalışmaya alışmış olan Yeşil, Ankara'ya intibakta zorlandı.

MİT'e Dönüş Aynı yıl MİT'e dönen Mehmet Eymür'ün operasyonel faaliyetlerin başında olduğunu duymuştu. Bingöl'den tanıdığı bir MİT mensubu vasıtası ile Ekim 1994'de Mehmet Eymür'le temas sağladı ve onun emrinde çalışma arzusunu belirtti.

Mehmet Eymür Yeşil'e, kendilerinin yurt içinde bir faaliyetlerinin olmadığını, yurt dışı çalışmalarda yer almak istiyorsa, kendisinin denenebileceğini belirtti.

Yeşil'in vasıfları, Eymür'ün başında olduğu ünitenin faaliyetleri açısından uygundu. Yapılan arşiv tetkikinde de her hangi bir sakıncalı durumuna rastlanmamıştı. O tarihte Yeşil, herhangi bir suçtan aranmıyordu.

Durum Müstesar'a arzedildi ve onay vermesinden sonra "eleman adayı" statüsüne alınan Yeşil Kod Mahmut YILDIRIM ile irtibat devam ettirildi.

Devamı İçin Tıklayın

[Uyuşturucudan Susurluğa 1]

[Uyuşturucudan Susurluğa 2]

[Uyuşturucudan Susurluğa 3]

[Uyuşturucudan Susurluğa 4]

[Uyuşturucudan Susurluğa 5]

 

TÜRKİYE'DE DÖNEN DEVLET-MAFYA- POLİTİKACI ÜÇGENİNİN OLUŞTURDUĞU İĞRENÇ DOLAPLARA IŞIK TUTAN HARİKA BİR YAZI DİZİSİ. MİT GÖREVLİSİ MEHMET EYMÜR'ÜN KALEMİNDEN " UYUŞTURUCUDAN SUSURLUĞA"

Reklam Vermek İçin Tıklayın

Designed By Inspiration Web Design 2000