Arthur
Rimbaud:
-Sensations-
bu sayfa sadece Rimbaud'nun "Sensations" şiirine ve çevirilerine ayrıldı.
fikir ilk olarak sevgili şiir dostu arkadaşım Yasemin Gök'ün Rimbaud'nun
"sensations" şiirinin üç farklı çevirisini bana göndermesiyle oluştu.
gönderdiği zaman, tam da şair dostlarla çeviri şiir üzerine konuştuğumuz
bir zamana rastlıyordu. aynı şiir nasıl farklı duyarlıklarla çevriliyor,
aynı şiir tekil seslerde nasıl algılanıyor?
bu çevirilerin şahsında genel olarak şiirin şiir okuru tarafından algılanış
biçiminin de her bir seste farklı helecanlar yaratması açısından aynı eksende
olduğunu söyleyebiliriz.
ne yazık ki şiirde, sayıları iki elin on parmağını geçmeyecek sayıda olan
bu işin kuramıyla ilgilenenler hemen hemen yalnızca şiir ve şair ekseninden
dışarı çıkamamışlar ve şiir okuyucusunun okuma biçimleri ile şair ve şiir
arasındaki köprüleri dikkate almayarak gözardı etmişlerdir. kurulan köprü,
hemen hemen her zaman sadece şairi ile şiiri arasında olmuştur. yalnızca
arada çıkan istisnai birkaç şair, okurunun okuma biçimlerini gözönünde tutarak
şair-şiir-okur köprüsüne önem vermiş ve sahip çıkmışlardır.
bir gün şiir sosyolojisinden de bahsedilecektir. işte o gün; şiir okurunun
bir şiiri nasıl okuduğu konusu ile aynı şiirin farklı şiir okurlarında yahut da
aynı şiir okurunda farklı zaman ve farklı mekanlarda yarattığı helecan farklılıkları
şiir sosyolojisinin başlıca uğraş konuları olacaktır.
-sensations-
Par les soirs bleus d'été, j'irai dans les sentiers,
Picoté par les blés, fouler l'herbe menue :
Rêveur, j'en sentirai la fraîcheur à mes pieds.
Je laisserai le vent baigner ma tête nue.
Je ne parlerai pas, je ne penserai rien :
Mais l'amour infini me montera dans l'âme,
Et j'irai loin, bien loin, comme un bohémien,
Par la Nature, - heureux comme avec une femme.
-helecanlar-
yazın mavi akşamlarıyla ineceğim patikalara
buğdaylarla bezeli ufak otları çiğneyerek:
ayaklarımda o tazelik, aklım bir karış havada
bırak yıkasın çıplak başımı rüzgar diyerek
konuşmayacağım, düşünmeyeceğim bir an bile:
lakin tırmanacak içimde bitmekbilmez aşk
ve ben uzağa, uzaklara gideceğim derbedercesine
doğayla, ve mutlu, sanki bir kadınlaymışçasına
çeviren: reha yunluel
-duyum-
Mavi yaz akşamları, patikalarda, dalgın,
Gideceğim sürtüne sürtüne buğdaylara.
Ayaklarımda ıslaklığı küçük otların
Yıkasın, bırakacağım başımı rüzgara.
Ne bir şey düşünecek, ne bir laf edeceğim;
Ama sonsuz bir sevgi dolduracak içimi;
Göçebeler gibi uzaklara gideceğim;
Mes'ut sanki yanımda bir kadın varmış gibi.
çeviren: Orhan Veli
-his-
Gezineceğim mavi yaz akşamları patikalarda,
Ezerek cılız otları, benekli buğdaylar arasından
Dalgın, serinliğini hissedeceğim ayaklarımda!
Açık başımı terkedeceğim yıkanmağa rüzgara!
Konuşmayacağım, asla düşünmeyeceğim
Fakat hudutsuz bir aşk kaplayacak benliğimi;
Ve ben bir çingene gibi, uzağa, çok uzağa gideceğim
Tabiatın koynunda bir kadınla yaşar gibi.
çeviren: Oğuz Arıkanlı
-sansasyon-
Ekili tarlalardan, mavi bir yaz akşamı
Ince otlar üstünden, yollara düşeceğim.
Dalmışım, bir serinlik alacak tabanımı
Havalansın saçlarım yele koyvereceğim.
Düşünmeyeceğim hiç, tek söz etmeyeceğim.
Beni yüceltecektir bitmez tükenmez sevi
Başıboş uzaklarda, eriyip gideceğim
Doğayla mutluyum ben, sanki kadınla gibi.
çeviren: Faruk Sur
Yırtık Yapraklar
- başyaprak
-
- sevişmeler
-
- sevişmeler2
-
- küçük mutluluklar
-
- çığlıklar
-
- çığlıklar2
-
- intiharlar
-
- intiharlar2
-
- vesairevesairevesaireler
-
- vesairevesairevesaireler2
-
- Cebbaroğlu ortak yaprağı
-
- Jacques Prévert yaprağı
-
- Marie Takwam yaprağı
-
- şair grevi
-
- linklerim, linklersin, linkler, linkleriz, linklersiniz, linklerler
-