sevişme   

günlüğü:

   sh.    -1-


			-işi olmayan giremez-

not defterlerinde unutulan bir ad mıydın yoksa
ya da bir bulmacada soldan sağa satırında 
  bir türlü bulunamayan bir ülke

sevişme günlüğümde 
böyle anlatmıştım işte seni.

sevişme günlüğüm!
ilk sahifesinde
'işi olmayan giremez' yazılı
  bir levha koyduğum,
her sayfasını doldurduktan sonra
güneşte sararttığım hayatım!

sana hiç söylemedim ama
ben sevişmelerimin toplamıyım...

burnuma kokunu bıraktığında
son sayfasını açardı günlüğümün,
  tedirgin bir rüzgâr
    giderken

sen girdikten sonra 
sarı yapraklarımın arasına
bilmiyordun
  -ve hiçbir zaman da bilmedin!-
aslında 
bir öpücük hırsızının
kanatsız sandığını kurcaladığını!

ve hiçbir zaman bilmeyeceksin
tüm işi, 
geceleri
telefon rehberlerindeki
yalnız numaraları aramak olan
bir umut döşeme atölyesindeki 
  şefliğimi!

		reha yunluel

ses

kulaktan kulağa
simsiyah bir halıyla kaplattığım
yüzümde,
  nerden çıktığı belli olmayan
    bir ses dinleniyor
      ısıtan ortalığı
       serin bir bahar sabahı

göz kırpımı kadar bir zamanda
yaklaşıyor seslerimiz birbirine
    bir kırpıyoruz gözümüzü
    gözümüzü bir daha açmıyoruz

yere bırakılmış
kalplerin üstünde
    dansediyoruz
      yere bırakılmış
        ve unutulmuş
          kalplerin...

sana dağlarımı anlatıyorum
günlerce, gecelerce
  içimdeki yanan ateşleri
  ateşlerin dağlardaki kırık yankılarını,
  ateş böceklerini,
  bana ihanet eden ben'leri,
  çeteleri, katilleri, hırsızları,
    gözlerimle...

bir büyü yerleşiyor
parmak izlerimize
gizlice

soru işaretlerinden bıkkın gözlerim
sükûnetin o sakin limanını
arıyor gözlerinde

  sükûnetin o sakin limanını

soru işaretleri
birbir çalıyorlar
aramızdaki büyüyü
  korkuyorum!
    ellerimi bir çift yumruk halinde
    koltuk altlarıma saklıyorum!

soru işaretleriyle
birer mil çekiyorsun yavaş yavaş gözlerime
kör oluyorum!
  bir karanlık odada
  seni
  el yordamıyla
  seviyorum.

			reha yunluel

siz'i    seviyorum



      yokluğunda büyüdüm
      balıksız bir nehrin kenarında

      yosunlaşmış kayalar, renkleri kapkahverengi at kestaneleri 
	  ve büyük, kocaman, ulu çınarlar vardı terkedilmiş bir adada
      herkesin
      siz'li biz'li konuştuğu bir adada

      sen'li ben'li konuşamazdım
      siz de biliyorsunuz
	   ikinci tekil şahıslar
	   ikinci ve üçüncü çoğul şahıslar tarafından yasaklanmıştı çünkü
		(çünkü demek çok garip geliyor burada ama çünkü işte)
      herşeye rağmen
      siz'e sen deyip
      seni seviyordum gerçi

      sen sevmeyi nereden bileceksin diyeceksiniz bana
	      siz de haklısınız
	      ama ben
	      (burada biz diyemeyeceğim işte, başkalarını bağlamamak için)
	      ama ben
	      sevmeyi soğuk dolunay gecelerinde öğrendim
	      sıcak ve aysız bazı gecelerde unutsam da
		      sıcak ve aysız geceler 
				soğuk dolunay gecelerini aldattığım gecelerdi, 
					itiraf ediyorum
		      dolunay yoktu yerinde	
		      ve siz vardınız yanımda
			      dayanamadım işte...

						reha yunluel

hâl

	ismin nü hâlinin güzelliğince
	seviyorum seni
		bazen bir müşteri kılığında hırsızlama
	
	'deniz kabuklarının hafızalarında
	okyanusların sesi saklıdır'
		demişlerdi bir keresinde
	kulağıma dayayıp dinledim
	bir deniz kabuğunu
	şarkın çıkageldi birden
		dalgaların arasından,
	hernedense hiç şaşırmadım
	bekler gibiydim şarkını
		hatta, hatta
		okyanusların ıslıklarını duymak
		daha çok şaşırttı beni

	biliyor musun, 
		islenmiş, sislenmiş bir istanbul'da
		derinliklerden derinliklere giden
		bir hemşehrinin sevecenliğinde seviyorum seni
			aynı kentin
			birçatımız olmasından belki de

	ismin nü hâlinin güzelliğince
	seviyorum seni, 
		yalın benliklerimizin çıplaklığında
		çıplak bedenlerimizin yakınlığında
		bir ordan bir oraya koşuşturan
		seslerimizin, dokunuşlarımızın, gülüşlerimizin
		ağlamalarımızın, asık suratlarımızın, terlemelerimizin ortasında
	ismin nü hâlinin güzelliğince 
	seviyorum seni
	
	ben bir evvel zaman, kalbur saman şairi
	dört mısraya ruhsatlı bu şiirde
	kaçak anlatıyorum sana olan sevgimi
	kaçak yaşadığım gibi
	
	ama
	anlıyorum ki
	şu an, 
	ilk andan beri
		ben senin
		'e-hiçbiri' hâlindim güzelim
		'e-hiçbiri' hâlin
	
		  e-hiçbiri...

				reha yunluel





Yırtık Yapraklar

başyaprak
sevişmeler2
küçük mutluluklar
çığlıklar
çığlıklar2
intiharlar
intiharlar2
vesairevesairevesaireler
vesairevesairevesaireler2
Cebbaroğlu ortak yaprağı
Jacques Prévert yaprağı
Arthur Rimbaud yaprağı
Marie Takwam yaprağı
Richard Brautigan yaprağı
şair grevi
linklerim, linklersin, linkler, linkleriz, linklersiniz, linklerler