|
barbara
hatırla barbara,
o gün hiç durmamacasına yağıyordu yağmur Brest'e
ve sen
o yağmurun altında
gülümseyerek yürüyordun
ışıl ışıl, mutlu, sırılsıklam
hiç durmamacasına yağıyordu yağmur Brest'e
ve ben senlen
Siyam sokağında karşılaştım
gülümsüyordun
ben de gülümsüyordum
hatırla barbara,
benim tanımadığım sen
beni tanımayan sen
hatırla,
gene de o günü hatırla
unutma
bir sundurmanın altına bir adam sığınmıştı
sana adınla seslendi
barbara
ve sen
o yağmurun altında ona doğru koştun
sırılsıklam, mutlu, ışıl ışıl
ve kollarına atıldın
bunu da hatırla
ve sen diye hitabettiğim için sakın bana kızma
ben tüm sevdiklerime sen derim
onları yalnızca bir kez görmüş olsam bile
ben tüm sevenlere sen derim
onları hiç tanımasam bile
hatırla barbara,
unutma
mutlu yüzündeki, o mutlu şehrin üstündeki
o sakin ve mutlu yağmuru
denizin, askeri tersanenin, Ouessant gemisinin üzerindeki
o yağmuru
ooo barbara
savaş
ne büyük aptallık
sen şimdi ne oldun
bu;
demirden,
ateşten,
çelikten,
kandan
yağmurun altında
ya seni kollarında tutkuyla saran adam
öldü mü, kayıp mı, yaşıyor mu
ooo barbara
hiç durmamacasına yağıyor yağmur Brest'e
taa o zamanki gibi
fakat hiçbirşey aynı değil, hepsi darma duman şimdi
bu, korkunç ve mahzun bir keder yağmuru
bu;
demirden,
çelikten,
kandan oluşmuş
aynı fırtına değil artık
şimdi sadece
Brest'in üstündeki yağmur boyunca,
ölen köpekler gibi çatlayan bulutlar var
ve onlar
uzakta çürüyecekler,
artık hiçbirşeyi kalmayan Brest'in uzağında,
çok uzağında...
fransızca'dan çeviren: reha yunluel
|
sabah
kahvaltısı
fincanına kahvesini koydu
kahvesine sütünü
sütlü kahvesine şekerini
kaşığıyla
şekerini karıştırdı
sütlü kahvesinden bir yudum aldı
fincanını bıraktı
en ufak bir söz söylemeksizin
bir sigara yaktı
dumanıyla daireler yaptı
külünü
kül tablasına döktü
ne bir söz
ne bir bakış
ayağa kalktı
şapkasını aldı
yağmurluğunu giydi
çünkü
yağmur yağıyordu
ve gitti
o yağmurda
ne en ufak bir söz
ne en ufak bir bakış
ve ben
başımı ellerimin arasına alıp
ağladım.
fransızca'dan çeviren: reha yunluel
mesaj
birisinin açtığı kapı
birisinin kapattığı kapı
birisinin oturduğu sandalye
birisinin okşadığı kedi
birisinin ısırdığı meyve
birisinin okuduğu mektup
birisinin devirdiği sandalye
birisinin açtığı kapı
birisinin gene koştuğu yol
birisinin geçtiği orman
birisinin kendini attığı nehir
birisinin öldüğü hastane.
fransızca'dan çeviren: reha yunluel
Yırtık Yapraklar
- başyaprak
-
- sevişmeler
-
- sevişmeler2
-
- küçük mutluluklar
-
- çığlıklar
-
- çığlıklar2
-
- intiharlar
-
- intiharlar2
-
- vesairevesairevesaireler
-
- vesairevesairevesaireler2
-
- Cebbaroğlu ortak yaprağı
-
- Arthur Rimbaud yaprağı
-
- Marie Takwam yaprağı
-
- Richard Brautigan yaprağı
-
- şair grevi
-
- linklerim, linklersin, linkler, linkleriz, linklersiniz, linklerler
-
|