sinek
ne güzel bir gülümsemeydi bana ait olmasa bile o denli yorgunum ki şu an ölüme bile teslim oldum çoktan öylesine savunmasız öylesine yalnız şen şakrak kahkahaların arasında boğuluyordum siyah bir tespih çekiyordu bir ihtiyar karşımda karşı kıyıyı seyrederken ağzı bir karış açık bir sinek kondu ağzına adamın ve içine girdi ağzının adamsa kapadı ağzını hiçbirşey olmamışçasına hıçkırık tuttu bir süre sonra adamı hıçkırık tuttu gemiyi "Can yelekleri tavandadır Adedi: Yüzaltı" reha yunluel yağmur arefesi
yağmur bekleniyordu insanlar evlerinden çıktılar buna rağmen başları önlerine eğik yüzleri çatlak çatlaktı ellerinde... elleri boştu. yürüyorlardı sadece yürüyorlardı güneşin battığı yere güneşin doğduğu yerden yaşama sevinçlerini çiğnediler kırkdört numara ayaklarıyla otuzsekiz numara ayaklar yorgundu sadece basmakla yetindiler bir horoz öttü vakitli veya vakitsiz bir yaprak uçtu bir ağaçtan bir ağaca ve bir sincap düştü aniden düdüksüz ve insanlar kaçırdıklarını zannettikleri treni kaçırdılar gerçekten reha yunluel gizem
|
şehremanetinin küçük kralı büyük bir krallık kurmuştu zannınca kulluk halet-i ruhiyesinden kurtulmadan daha o koskoca imparatorlukta padişaha rağmen ve ona sezdirmeden zat-ı şahaneleri de farkında değilmiş gibi davranırdı zaten harakiri vakti gelinceye dek her seferinde şehremanetinin o küçük kralları hep değişirdi daha harakiri yapmaya fırsat bile bulamadan tahtalıköy'e dönüşsüz-gidiş bileti ile kelle koltukta ve valizsiz reha yunluel
beyoğlu'nun arka sokakları dar ve karanlıktı güneş bile yüzünü saklar olmuştu gündüzleri akşamların dehlizlerinden gelen rakı ve şarap kokuları kendi aralarında paylaşırdı sokakları 'kibarları' bey-oğlu'nun bir iş tutmuştu her bir meyhane kokusunda "san'at" icra ediyordu 'kibar olmayanları' ise bu işi "zenaat" edinmişti gece onikiye doğru ve onikiden sonra sabaha dek her saat ana-baba günü olurdu semtin arka sokakları: orospusu, pezevengi sanatçısı, zenaatkârı davulcusu, zurnacısı, sazcısı eşiklerinde kapılarının taksiler bekleşirdi ekmek parası kazanmaya çalışan taksilerin arka camlarındaysa iri iri ve tuhaf bir "huzur islamdadır" yazısı... reha yunluel
Yırtık Yapraklar
|