faili meçhul bir intiharda meçhule kaçandım: bir kaaatil! tanrının siktirettiği yerlerde peygamber peygamber dolaşan; etrafa deli bakışlar saçandım! faili meçhul bir intiharda arta kalandım: bir ayyaş! polisten kaçarken bir muhbirin evinde saklandım! faili meçhul bir intiharda bir meçhul 3. şahıs: meçhul eşkali tüm karakollara dağıtılmış bir aranandım! gündüzün gölgesi bir gecede, kendim denen o meçhule yakalandım! fail reha yunluel cendere
kanıyordum! kıpkırmızı! masmavi! yemyeşil! gökkuşağının bilumum renklerinde kanıyordum! denizin tuzlu ateşinde güneşin o sapsarı tadında! kanıyordum! sismograflar telef oluyordu içimdeki depremlerde -kimbilir kaç rihter ölçeğindeki- kanıyordum! iflâh kesen sorgularda kanıyordum! sorgulanan ben! sorgulayan ben! sorgunun sorguya yabancılaşmış 3. şahsı: bozacının yalanbilmez şahidi şıracı ben! kanıyordum! kâbusların cenderesinde günlüklerin duvarlarında! ben'imin püsküllü belâsı ben'imin günah keçisi ben! kanayan ben! kanatan ben! bir tırnağın etine batışındaki o umursamaz acıca kanıyordum! tırnak ben! et ben! bir tek yaş dahi düşmeden gözlerimden kanıyordum! -yıkılmış bir barajın öksüz ve yetim suları gibi- ağlamayan ben! ağlatan ben! bir kedinin bir fareyle oynadığının acımasızlığınca kanıyordum! kedi ben! fare ben! kendini kendi içindeki mahzenlere hapsettiğince ve kendinin başında dikildiğince kanayan ben! mahpus ben! gardiyan ben! geride kalanların iadesiz taahhütlü gönderdikleri o pulsuz mektubun yolculuğunca kanayan ben! hem zarf ben! hem mektup ben! tabut ben! ceset ben! reha yunluel
|
imzasız telefonlarda ağlıyorum yüzlerini hiç bilmediğim hiçbir zaman bilemeyeceğim numaralara gözyaşlarım isimsiz onlara, ama ağlamalarım bildik romatizmalı duygularım yağmuru haber veriyor gözlerime rutubetten şişmiş yüreğimden ahh! ağrılar içindeyim çan sesleri kulaklarımda! çannnnnn! çannnnnn! çannnnnn! karanlıklar içindeyim dipsiz bir kuyuda ahh! kıvrandığım bu yeryüzü kıvrandığım bu gökyüzü çakışmışlar bir tek noktada üzerimde bir çarpı işareti ile dolaşıyorum ali baba'nın attığı, bir beyaz tebeşirle ali baba farkında değil! haramilerin kıskacındayım haramilerin menzilinde! çannnnnn! çannnnnn! çannnnnn! saat tam geceyarısı oniki telefon kulübem birden balkabağına dönüşüyor sanki! etrafımda haramiler ali baba'ya küfürler bana tehditler! bana böylesine yaklaşmış haramiler öylesine yabancılaşıyorlar ki birden kırk hamamböceğine dönüşüveriyor kırkı birden imzasız telefonlarda yüzlerini hiç bilmediğim hiçbir zaman bilemeyeceğim numaralara anlatıyorum bunları birbir bana küfrediyorlar! tımarhanelere evim diye bakıyorum önlerinden hızlı hızlı geçerken evinden kaçmış bir çocuğun suçluluğunca yerden kaldırmıyorum kafamı intiharlarla kaplı bir yoldayım intiharlara basmadan yürüyorum başımın üstünde kış ortasında yeşillenmiş söğüt dalları gibi sallananları görüyorum son otobüsler geçiyor son intiharların üzerinden son duraktayım nihayet ben de son otobüs tam önümde duruyor biniyorum son biletimi atıyorum, ve son yolculuğuma o son otobüsle çıkıyorum sonunda... ben intiharı cebinde bir deli! kendi kendinde kendi kendine dehşet saçan! çannnnnn! çannnnnn! çannnnnn! reha yunluel portakal bahçesi
bir meyve bahçesine sakladım tüm kelimelerimi portakal çiçekleri şahidimdir her bir kelimeme ve sonra, sustum kendimi. reha yunluel
Yırtık Yapraklar
|